Osmanlı döneminde formülü casusluk olaylarına konu olduğu için "efsane renk" olarak anılan, kök bitkiden elde Edirne kırmızısı (Rouge d'Adrinople), ekolojik kıyafet sevenlerin tercihleri arasına girdi.
Bu rengin kullanım alanının arttığını ve ekonomik değerinin ortaya çıkmaya başladığını belirten Tabakoğlu, "Tarihçiler aldılar bunu önümüze koydular, tarımcılar kök bitkisini ektiler ve köklerini yetiştiriyorlar. Kök bitkisini kumaşa uyguladılar. Bunların başarılı örneklerini görüyoruz. Firmalar tekstil ürün serisi geliştirdi. Kravatıyla, şalıyla, kıyafetiyle güzel örnekler ortaya çıkmaya başladı. Aynı zamanda kozmetikte ruj ve krem olarak karşımıza çıktı. Çok farklı alanların kullanımına girdi." diye konuştu.
Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Tüm Cebeci de Edirne kırmızısıyla ilgili akademik ve sektörel çalışmaların sürdüğünü aktardı.
Dünyada birçok alanda doğala dönüşün başladığını ve bu kapsamda daha doğalı ortaya koymak için yüzde yüz yün ipliklere uygulamalar yapıldığını anlatan Cebeci, şunları kaydetti:
"Boyar maddeler belirli toleransları geçtikten sonra kanserojen etki oluşturabiliyor. İnsanlar artık sadece gıdada değil tekstilde, direkt tene giyilen kıyafetlerde de ekolojik olanları tercih ediyor. Hatta etiketlerine özellikle bakıp ekolojik, doğal olup olmadığını araştırıyorlar. Sektörde bu konuda uygulama yapan firmalar ürünlerini 'ekolojik ürün' olarak lanse ediyor. Uygulamalarında Edirne kırmızısı rengini de kullanıyorlar. Müşterilerin talepleri bu doğrultuda olduğu için ürünlerini ayrı bir gamda sunuyorlar."
Trakya Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmosötik Teknoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülşah Gedik ise Edirne kırmızısı boyasının sentetik olmamasından dolayı toksik etkilerinin azlığına dikkati çekti.
Rengin elde edildiği "rubia tinctorum" bitkisinin ekonomik getirisini artırmak için yeni ürünler tasarladıklarına işaret eden Gedik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Boyasının yoğun olarak kullanıldığı tekstil ürünlerinin yanı sıra Edirne kırmızısı bitkisini çeşitli eczacılık ürünlerinde kullandık. Örneğin antifungal özellikli bir oje yaptık ve bunu geliştirme çalışmalarımız sürüyor. Yine ruj, vücut losyonu ve yüz kremi gibi çeşitli ürünler yaptık. Tuz Gölü'nün tuzunu kullanarak onun da katma değeri artsın diye beraberce hızlı manikür yapan banyo tuzları geliştirdik. Bu alandaki çalışmalarımız sürüyor."
Dünya tekstil sanayisinde önemli yere sahip "Edirne kırmızısı", 15. yüzyılda şehirde kök boya olarak üretildi. Tuğla kırmızısının daha parlağı olarak nitelenen rengi bulan ve adına "Edirne kırmızısı" diyen iki boya ustasının formülü, casusluk yöntemleriyle Edirne'den Avrupa'ya taşındı.
Formül bir süre sonra Fransa'da üretilerek Avrupa'daki tekstil sanayisinde yaygınlaştı.
Fransa'da 1740'lı yıllarda üretildikten sonra "Rouge d'Adrinople" (Edirne kırmızısı) adıyla sektörde kullanılan renk, özellikle tekstil alanında önemli yer buldu. Edirne'de de tarihi yapıların süslemelerinde ve şehrin geleneksel el sanatlarında tercih edilen renk, aradan geçen süreçte unutulmaya yüz tuttu.
Doğduğu topraklara yeniden getirilen rengin popülerliğini artırmak için kentte çalışmalar yapılıyor.