Trakya'nın Karadeniz kıyılarındaki meşe ve çam ağaçlarından oluşan Istranca ormanları ile kayın ve meşe ağırlıklı ağaçların bulunduğu İğneada Longoz ormanları birçok endemik bitkiyi barındırıyor.
Kentteki 80 tür endemik bitkiden 19'u çok yüksek riskli, 25'i de riskli kategoride.
Kırklareli Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Oğuz Ateş, AA muhabirine, endemik bitkiler açısından Türkiye'nin önemli bir coğrafyada bulunduğunu söyledi.
Türkiye'de tespit edilen 3 binden fazla endemik bitki türünden 80'inin Kırklareli'nde bulunduğunu belirten Ateş, türler arasında çok yüksek riskli kategoride "sahil sığırkuyruğu", "Edirne sümbülü", "yalan kafesotu", "zühre sığırkuyruğu" ile "koca yüksekotu"nun ön plana çıktığını dile getirdi.
Orman yangınları, bilinçsiz ağaçlandırma, habitat parçalanması ile iklim koşullarındaki değişimlerin endemik bitki türlerine zarar verdiğine dikkati çeken Ateş, şöyle konuştu:
"Kırklareli'nde çok yüksek riskli 19 tür ve riskli 25 tür bulunuyor. Endemik türlerin en çok zarar görmesine neden olan etkenlerin başında ise habitat parçalanması ve orman yangınları geliyor. Her ne kadar Kırklareli'nde aşırı miktarda orman yangını olmasa da yine de orman yangınları bu türleri olumsuz etkiliyor. Bazen insanlar, bir yerin ağaçlandırılmasının çok olumlu olduğunu düşünebiliyor ama eğer dikkatli yapılmazsa bu türlere zarar veriyor."
"İklim değişikliği endemik bitkileri olumsuz etkiliyor"
Ateş, tek gen yapısına sahip endemik bitkilerin, diğer türlere göre çok daha hassas olduğuna işaret ederek, son yıllarda görülen iklim değişikliğinin de bu türlerin yok olma tehlikesini artırdığını vurguladı.
Yüzey sıcaklıklarının arttığını, kış aylarında görülmesi gereken soğuk ve don olaylarının çiçeklenme döneminde de yaşandığını anlatan Ateş, şunları kaydetti:
"Belli bir bölgeye özgü tür yani bulunduğu bölgenin toprak, iklim yapısına uyum sağlamış endemik bitkiler var. Son yıllarda Kırklareli'ne baktığımızda yüzey sıcaklıklarının sürekli arttığını görüyoruz. İklim değişikliği, endemik bitkileri olumsuz etkiliyor. Belli sıcaklık aralığında yaşamaya alışmış bir bitki, sıcaklık arttığı zaman buna adapte olamayabiliyor ve türün sonu gelmiş olabiliyor. Önceki yıllarda mart ayında etkili olan don olayları, artık nisan ayında da görülmeye başlandı. Dolayısıyla nisan ayında çiçek açan bitkiler dondan etkileniyor. Eğer bir endemik tür çiçek açamazsa ya da çiçeği dondan etkilenirse üreyemez ve neslini de devam ettiremez."
Ateş, Kırklareli'nde birkaç endemik bitki türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunun altını çizerek, "Bunlardan birisi 'verbascum degenli' yani 'sahil sığırkuyruğu' bitkisi. Hem endemik bir tür hem de yok olma tehlikesi yüksek. IUCN'nin sınıflandırmasında da yok olma riski yüksek olarak nitelendiriliyor. Yine bu bölgede 'bellevalia Edirnensis' yani 'Edirne sümbülü' de IUCN'nin sınıflandırmasında yok olma riski yüksek gözüken bir tür. Oldukça hassas bir coğrafyada yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.