1 MAYIS VE ÇALIŞMA YAŞAMININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bugün 1 Mayıs. Emek, Mücadele ve Dayanışma Günü. Bugün yine kutlama mesajları ve hamaset dolu nutuklar gırla gidecek. Pandemi nedeniyle getirilen yasaklar ile her hangi bir kutlama etkinliği de yapılamayacak. 1 Mayıs ile ilgili...

Bugün 1 Mayıs. Emek, Mücadele ve Dayanışma Günü. Bugün yine kutlama mesajları ve hamaset dolu nutuklar gırla gidecek. Pandemi nedeniyle getirilen yasaklar ile her hangi bir kutlama etkinliği de yapılamayacak. 1 Mayıs ile ilgili önceki gün yapılan gösteride de güvenlik güçlerinin Amerika’da boğazına basılarak öldürülen George Floyd’dun benzer görüntülerini Türkiye’de vermeleri düşündürücüdür. Bugün de pandemi kısıtlamaları bahane edilerek toplu gözaltıların yaşanacağı aşikardır.

Konumuza dönersek ülkemizde çalışma yaşamı modern çağın kölelik düzenini yansıtmaktadır. Bir yanda işsizlik, diğer yanda ucuz işgücü ikileminde savrulmaktayız. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 Şubat verilerine göre Türkiye'de 31,7 milyon işgücü bulunuyor. Bunun 27,8 milyon istihdam edilmiş durumda. İstihdam oranı %43,4’tür. 5 milyon Suriyeliyi hesaba katmadan nüfusumuzu 85 milyon alırsak, toplam nüfusun sadece üçte biri çalışmaktadır. AB ülkelerinde bu oran %73’tür.

2020 verilerine göre Türkiye’deki sendikalı işçilerin oranı yüzde 13,6’dır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Ülkemizde 14,2 milyon işçi bulunmaktadır ve bunların sadece 1,9 milyonu sendikalıdır. Sendikalaşma oranı %13’tür. Toplam istihdama oranlarsak bu sendikalaşma oranı sadece %7’dir. En fazla üyeye sahip konfederasyon 1 milyon işçiyle Türk-İş olurken, onu 687 bin işçiyle Hak-İş, 190 bin işçiyle DİSK izlemektedir.

SGK verilerine göre ise 15 milyon kayıtlı işçi bulunmaktadır. (Bu rakama 425 bin çırak dahildir) Yani bakanlık verileri tüm sigortalıları kapsamamaktadır.

TÜİK verilerine göre ise 12,6 milyon ücretli çalışan bulunmaktadır. ILO(Uluslararası çalışma örgütü) hesaplama yöntemine uygun hesaplama (kayıt dışını da katarak) TÜİK verileriyle yapılabilir. Bu durumda sendikalaşma oranı sadece %15’tir. Toplam istihdamın çok düşük olduğu ülkemizde bu rakamlar resmen faciadır. Bu rakam AB ülkelerinde ortalama %25'tir.

1,9 milyon sendikalı işçi olmasına rağmen bunun yaklaşık 1 Milyonu TİS (Toplu iş sözleşmesi) kapsamındadır. Bu da toplamda işçilerin sadece % 8’i TİS kapsamına giriyor demektir. AB ülkelerinde kapsam % 70'tir.

Çalışanların cinsiyetleri açısından bakarsak 2020 verileri ile kadın çalışanların istihdam oranı % 26’dır. Yani çalışabilecek her dört kadından üçünü eve kapatmışız. Kadın çalışanların sendikalaşma oranı %6 civarındadır. Bu tablo karşısında otur ağla. Bu istihdam verileri ile bir ülkenin gelişmiş ülkeler statüsüne ulaşması mucize ötesidir.

Sendikaların durumuna bakarsak İktidar yanlısı Hak-İş AKP’li belediyelerin ve iktidarın dayatması ile 2014’te 166bin olan üye sayısını bugün 687 bine çıkarmıştır. Hem Türk-iş'in , hem de Hak-iş'in ne kadar uyumlu sendikalar (Sarı sendika) olduğunu düşünürsek işçilerin örgütlülüğünün de bir işe yaramadığını görürüz.

Sonuç olarak hak, hukuk, emek söylemlerine bakmayınız. Çalışanların sadece %7’si örgütlüdür. Bu örgütlülüğün % 90'ı da sarı sendikadır. Bu da ileri demokrasimizin övüneceği bir durum olmasa gerek. Ayrıca pandemi nedeniyle oldukça güç günler geçiren işletmeler şimdilik Kısa Çalışma Ödeneği ile çalışanlara iş imkanı sunabilmektedir. KÇÖ sonlandığında işten çıkartmaların patlayacağı aşikardır.

Bu şartlarda olabiliyorsa tüm emekçilerin 1 MAYIS EMEK, MÜCADELE ve DAYANIŞMA BAYRAMI KUTLU OLSUN.

Köşe Yazısı Haberleri