SUYA YAZI YAZMAK
Tomanya’lı dostumdan epeydir haber alamamıştım, mesaj gelince de Tomanya’daki gelişmeler karşısında dondum kaldım. (Tomanya neresi diye sorup durmayın, bilmiyorsanız okumaya en alttaki açıklamalardan başlayın) Meğerse Tomanya’yı deprem vurmuş, deprem belası bir süreliğine ekonomik krizi unutturmuş. Kuriye’de işler arap saçına dönmüş, gelen şehit haberleri tüm Tomanları derinden üzmüş. İşsizlik almış başını yürümüş, hükümet işsizliğin sebebi olarak iş arayan işsizleri görmüş. Herkes evinde otursa sanki sorun çözülecekmiş, millet hariç iktidar sahiplerinin yüzü gülecekmiş. Üstüne Kanal Kastenbul rant projesi mi diye tartışılırmış, kanal güzergahından damadın da arsa aldığı ortaya çıkınca mevzu anlaşılmış. İktidar sıkışınca KATÖ tartışmasını alevlendirmiş, kendileri hariç herkesi Katö’cü ilan edivermiş. İktidar ve yandaşları her fırsatta muhalefete Katö’cü diye saldırmaktaymış, kendilerinin devletin tüm kurumlarını nasıl Katöye peşkeş çektikleri arşivlerde durmaktaymış. Zamanında Katö’nün kirli atleti ve sümüklü mendili peşinde koşanlar şimdi cengaver kesilmiş, çember daralıp hesap günü yaklaştıkça öd korkusu hepsini germiş. Neyse şimdi arkadaşım size Tomanya’daki depremden bahsedecek, Tomanya’yı yönetenlerin acizliğini gözler önüne serecek.
‘’Tomanya birkaç hafta önce yine bir depremle sallandı, istisnasız tüm Tomanların yürekleri dağlandı. Tomanya deprem ülkesidir herkesçe bilinir, her yıkıcı depremden sonra aynı nutuklar çekilir. Depremin bu coğrafyada kaçınılmaz olduğu bilinir, deprem öldürmez çürük binalar öldürür denilir. Bu kez Tomanbaşı yeni bir söylem geliştirdi, deprem bizim için ilahi bir imtihandır dedi. Meğerse bize düşen bu kadere teslimiyetmiş, ancak hazret neden her felakette fakirler ölmekte onu söylememiş. Son Elazim depreminde yine benzeri oldu, kurtarma ekiplerinin azmi ve çabukluğu yaramıza merhem oldu. Müdahale ekiplerinin ve gönüllülerin gece gündüz fedakarca çalışmaları kenara bırakıldı, Kuriyeli olduğu söylenen (aslında Kafkanmış) birinin hikayesinden kahraman yaratıldı. Bu felakette bile Kuriyeli sevdaları ön plana çıktı, yardım dağıtımlarında Kuriyelilere ayrıcalık tanınması bölge halkını en az deprem kadar yıktı. Çadırları ve gelen yardımları önce Kuriyelilerin kaptığı söylendi, bu iddialara doyurucu bir yanıt verilemedi. Hatta bazı yardımlar kabul edilmemiş geri gönderilmiş, bunun sebebi ise yardımları gönderenler muhalif belediyelermiş. Daha da önemlisi Elazim’li ünlü bir deprem bilimci bölgede deprem olacak diye defalarca söylemiş, hatta acilen tedbir alınması için projeler üretmiş. Bu projeler reddedilip tozlu raflara kaldırılmış, vatandaş da kaderiyle baş başa bırakılmış.
Deprem sonrası müdahale hızlıydı ve çok iyiydi, ancak sonrasında yardım organizasyonları beceriksizliğin zirvesiydi. Tomanya’nın Hızıray diye bir kara gün dostu kuruluş vardı, bu kuruluş da yandaşlarla dolduruldu kurumu haramiler sardı. Bu tip kuruluşlarda maaş ücret söz konusu olmaz, şimdiki yönetime dünya maaş vermişler hala gözleri doymaz. Millet enkazda kalan canları nasıl kurtarırım derdindeydi, Hızıray’ın başındaki gavat deprem duyulduğu anda milletten para dilenmekteydi. Güya depreme hazırlık için Mevlana prefabrik evleri önceden hazırdı, deprem bölgesinde kimse bu evleri görmedi millet kış kıyamette çadırlarda kaldı. Bu Hızıray ki asıl amacını unutmuş, dinci vakıflara para aktarma işine soyunmuş. Yandaş bir şirket milyonlarca Tomarı Hızıray’a göndermiş, buradan çekirdek parası al kalanını tecavüzcü Sansar vakfına gönder demiş. Hızıray vergi kaçıranların taşeronu olmuş, Hızıray’ın başındaki zat bu vergi kaçırma değil vergiden kaçınmadır diye buyurmuş. Kurum nispeten küçük bir bölgeye prefabrik ev kurmaktan aciz bir kuruma dönüştürüldü, yardım paralarının akıbeti bu haramilerin insafına bırakılması herkesi düşündürdü. Bu kurum ki ballı maaşların yanında bir de yalılara taşındığı söylenir, böyle bir kuruma söyleyin nasıl güvenilir? Devletin tüm kurumlarını yağmalamaya devam ediyorlar, felaketlerden nemalanmayı bile marifet görüyorlar. Hele bir söylenti var ki inşallah doğru değildir, enkazdan kurtarılan bir yaralı tam Tomanbaşının enkaz bölgesine ziyaretine denk gelsin diye sedyede bekletilir. Yalansa günahları boyunlarına, doğruysa tengrinin tüm gazabı müsebbiplerin soyuna. En vahimi de yandaş bir TV kanalı işi iyice şova döker, yayını izleyen ahali yavşak muhabirin sülalesine söver. İnsanlar çadırlarda yaşama derdinde, ahlaksız şaklaban yağ çekme peşinde. Çaresiz insanların sorunlarına odaklanmaz, insanlara çadırlarda ne kadar mutlu olduklarını söyletmeye çalışmaktan utanmaz. Tengri belasını versin bu yavşakların, üç kuruşluk menfaat için insanlığını satanların. En aşağılığını da titrinde Prof yazan zevzek söyledi, depremlerin sebebi olarak küçük kız çocuklarının evlenmesinin yasaklanmasını gösterdi. Aşağılık pedofili hastası bir de üniversitelerde ders vermekte, tüm millet sadece ona değil onu o mevkiye getirenlere de sövmekte. Bu soysuzlara sövsen günaha girersin, en iyisi Tengri tümünün belasını versin.
Bugün asıl sorun büyük Karmara depremi beklenmekte, devleti yönetenler konuyu unutturup gargaraya getirmekte. Yıllar önce Gülcük depreminde binlerce can yitirildi, depremlere önlem almak için deprem vergileri getirildi. Yıllarca toplanan deprem paralarının akıbeti karanlık, paralar kimin kursağında düşünün artık. O paralarla önlem alınacaktı, başta Kastenbul büyük Karmara depremine hazırlanacaktı. Biz hala deprem vergilerini ödüyoruz, o paralarla hiç değilse ölenlere mezar kazarlar diye umuyoruz.
Bizde böyle işte, depreme ilahi imtihandır der geçeriz, depreme önlem almaz suçu kadere ve Tengriye yükleriz. Deprem hala tüm memleketi sallamakta, başta Kastenbul olmak üzere tüm şehirleri uyarmakta. Maaztengri yaşandığında felaketin hasını göreceğiz, birkaç gün ağlayıp yine kaderimize küseceğiz. Yine tamamen garip guraba telef olacak, zamanında önlem almayanlar bu felaketten de başarı öyküsü yaratacak. Büyük Karmara depreminden kaçamayacağımız aşikar, bizi kadere mahkum eden beceriksizlerden kurtulursak o kalır yanımıza kar. Tomanya depremlere karşı kötü yönetim örneği gösterip yetersiz kalmaktadır, umarım Türkiye bizden ders çıkarıp gerekli önlemleri almaktadır. Tüm Tomanlar Türkiye’ye içten selam eder, Türk dostlarına depremsiz bir yaşam diler.’’
SÖZÜN ÖZÜ: Mademki diyorlar depremler bir imtihan, o halde ya dersine iyi çalış ya da derdine yan.
Açıklamalar: Tomanya Kaf dağının ardındaki hayali ülkedir, Tomanbaşı ülkenin tek hakimidir. Kastenbul ülkenin en büyük şehridir, Karmara hem bir bölge hem de denizidir. Elazim birkaç hafta önceki depremde yıkıma uğrayan şehirdir, yirmi yıl önceki Gülcük depremi ise bu yaşananların bin beteridir. Katö kalleş ve haindir ‘Kandırıkçı terör örgütü’dür açılımı, dün Katö’ye tapanlar bugün herkese Katö’cü der bu da işin saçmalığı. Kuriye iç savaşa uğratılmış komşu ülkedir, tüm emperyalistlerin gözü ülkenin petrolü üzerindedir. Tengri Tomanların bizdeki Allahıdır, dinci geçinen Tomanların tengrisi ise Tomardır. Tomar ülkenin para birimi, ekonomi kötü yönetilince düşmektedir değeri. Hızıray önceden afetlere ilk koşan kurum idi, şimdi vergi kaçıranların paravanı oldu kalmadı ünü şerefi.