ENEZ MEKTUBU
Enez Ayasofya Kilisesi’nin cami olarak restorasyonu kısmetse temmuz ayında tamamlanacak ve cami ibadete açılacak. Geçtiğimiz günlerde Enez’e gelen Valimiz de çalışmaları yakından görüp bilgi almış. Kendisine eşlik eden Kaymakamımız Elif Canan Tuncer “Bu eşsiz tarihi eserin Enez’imizin değerine değer katacağına eminim” diye de paylaşımında duygularını belirtmiş.
***
Bundan hiçbirimizin kuşkusu yok. Elbette yıkık dökük bir harabe yerine ayağa kaldırılmış bir eserin Enez için çok büyük değeri var. İtirazımız, kaygımız, düşüncemiz; bu eserin bundan sonraki kullanımı ile ilgili. Katacağı değerin en yüksek düzeyde olup olmayacağı ile ilgili.
Acaba bu değer artışı için CAMİ olarak kullanmak ve ibadete açmak seçeneği doğru mu?
***
Öncelikle belirtmeliyim ki Kaymakamımızın dediği gibi bu tarihi eser, eşsiz; ama Osmanlı döneminin bir eseri değil. Yani bu eserin orijinaline uygun olarak restore edilmemesi bence bir insanlık suçu. Bu eser Enez’in inanç turizmi için elindeki en önemli eser. Turizmin geleceğindeki en önemli kozu. Bunu en verimli şekilde değerlendirmenin yolu burasını ne cami ne de kilise olarak ibadete açmak değildir. Ne mi olmalı? Bu hep birlikte oturulup düşünülecek ayrı bir konudur..
***
Enez’in 4 bin olan nüfusundaki her bireye tek tek soralım: "Enez’in cami ihtiyacı var mı? Namaz kılmak isteyip de camide yer bulamayan var mı?” Eğer “Var” diyen varsa ve müslümansa çarpılır. Kaldı ki gerçekten bir cami ihtiyacı söz konusu ise yerini göstersinler en başta ben de herkes kadar bağış yapmaya hazırım. Oraya kendi çağdaş mimarimizle harika bir cami yapalım. Zaten bu tarihi binanın geliri ile her yıl bir cami yapacak kadar para kazanmak da abartılı bir öngörü değildir. Altın yumurtlayacak tavuğu kesmeyelim.
***
Vakıflar Müdürü müjdeyi vermiş... Çevre düzenlemesi ile birlikte cami temmuzda hazır olacak. Çevre düzenlenmesi derken buraya, örneğin tarihinde ve hiçbir zaman orijinalinde olmayan bir şadırvan yapılacak. Eh... Buraya bir de hela gerekir. Din görevlileri için bir lojman da hiç fena olmaz. Hatta buraya Diyanet İşleri mensupları için bir de misafirhane yapsak, Kuran kursu için bir de derslik eklesek daha fazla bir şeye gerek de kalmaz. Sonuçta Enez Kalesi diye bir şey de kalmaz. Kale’nin ve kilisenin orijinalinde olmayan ve sit alanında yapımı suç olan bu tesisleri yapacaktınız da kale içinde tapulu evleri olanların evlerini niye yıktınız?
***
Enez’de çocuklar okumak için okul bulmakta zorlanıyor. Enez’in bir kütüphanesi yok. Enez’in bir kültür merkezi, bir sanat galerisi yok. Enez’in bir müzesi yok. Camiye de ihtiyacı hiç yok. Bu israf değil de nedir?
***
Enez halkının %99,9'u Müslüman. Keşke burasının ne olması gerektiğini Enezli Müslümanlara da sorsaydınız. Bir referandum yapsaydınız. Müslümanlığı sadece şekilden, gösterişten, fütühattan ibaret gören zihniyeti Enez’e yansıtmasaydınız.. Müslümanlık gerçekten bir akıl dini ise, israfa karşı olmaksa yaptığınız iş yanlıştır, günahtır.
***
Bu eser Unesco'nun "DÜNYA MİRASI" listesine girebilecek bir eserdir. Çabamız bu yönde olmalıdır.
Valimiz Enez’e kadar gelmiş ve yapılanları görmüş. Belki o bu konuda Enez’in ihtiyacı ve beklentileri konusunda bir yol gösterir. Dünya mirasına sahip çıkar...