Politico dergisi, "2023'ün en önemli seçimi: Türkiye" başlığıyla Türkiye'deki yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri hakkında bir yazı kaleme aldı. Seçimlerin, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "tarihi bir öneme" sahip olduğuna dikkat çekildi. Dergide yer alan yazıda ise şu ifadeler kullanıldı:
Batı'daki korku, Erdoğan'ın bunu kendi etrafında daha büyük siyasi güçlerle bölgesel çatışmacılıkla karakterize edilen, giderek daha dini muhafazakar bir modele doğru itme anı olarak göreceği yönünde. Seçim Avrupa ve Orta Doğu'da güvenlik açısından büyük önem taşıyacak. Kimin seçileceği belirleyici olacak: Türkiye'nin NATO ittifakındaki rolü; ABD, AB ve Rusya ile ilişkileri; göç politikası; Ankara'nın Ukrayna'daki savaştaki rolü; ve Doğu Akdeniz'deki gerilimleri nasıl ele alacağı.
20 Yıllık İktidarda En Çekişmeli Seçim
Politico dergisi, Türkiye'deki "uzun süredir devam eden kötü ekonomik yönetim ve yıkıcı deprem etkilerine" dikkat çekerek, 14 Mayıs'taki seçimin "Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarı boyunca en çekişmeli seçim olacağını" belirtti.
Yazıda ayrıca, Erdoğan'ın "Türk Gandi" olarak bilinen Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki muhalefetle karşı karşıya kalacağı ve "büyük değişiklikler vaat ettiği" ifade edildi. Anketlerin Kılıçdaroğlu'nun hafif bir üstünlüğü olduğunu gösterirken, Erdoğan'ın devletin ve kurumların tüm gücünü arkasına aldığı, sıkı bir seçim kampanyası yürüttüğü de vurgulandı.
Türkiye Demokrasiye Geri Dönecek
CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, verdiği demeçte, "Otoriter tek adam yönetiminden, çok daha demokratik bir süreç olan bir tür ekip çalışmasına doğru bir değişim olacak. Kılıçdaroğlu bu ekibin maestrosu olacak" diyerek, muhalefetin iktidara gelmesi durumunda HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını talep eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulayacaklarını vurguladı.
Çeviköz, bu adımın Türkiye'nin demokratik yola geri döndüğü mesajını tüm müttefiklere ve tüm Avrupa ülkelerine vereceğini belirtti.
Politico, Türkiye'de olası bir yeni iktidar altında bile AB'ye katılım müzakerelerini yeniden başlatmanın zorlu bir görev olacağına dikkat çekti. Avrupa'nın, "yeni bir Türkiye ile başa çıkmaya hazır görünmediği" ifade edilen yazıda, başta Fransa ve Avusturya olmak üzere bazı ülkelerin ilişkilerin yeniden canlandırılması fikrine karşı çıktığı iddia edildi.
Göç Konusundaki Anlaşma Gözden Geçirilmeli
Öte yandan Çeviköz, muhalefetin AB ile göç konusunda 2016 yılında yapılan anlaşmanın tekrar gözden geçirmek isteyeceğini şöyle belirtti:
Göç politikamızın AB ile koordineli olması gerekiyor. Avrupa'daki pek çok ülke Türkiye'yi doğudan gelen göçmenlerin tutulabileceği bir tür havuz olarak görüyor ve bu Türkiye'nin elbette kabul edemeyeceği bir şey. Bu, Türkiye'nin sınırlarını açması ve göçmenlerin Avrupa'ya akmasını sağlaması gerektiği anlamına gelmiyor. Ancak ortak bir göç politikasını koordine etmemiz ve geliştirmemiz gerekiyor.
Muhalefet Gelirse İsveç'in NATO Vetosu Sona Erebilir
Politico'nun haberine göre, muhalefetin iktidara gelmesi durumunda Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine yönelik vetosunu sona erdireceği ve 11-12 Temmuz'da gerçekleştirilecek NATO Liderler Zirvesi'ne kadar üyeliği onaylayacağı belirtiliyor.
CHP Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, NATO gibi çok taraflı bir örgütte ikili sorunların tartışılmasının kutuplaşmaya sebep olabileceğine dikkat çekti. Çeviköz ayrıca, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Türkiye'nin NATO üyesi statüsüne daha fazla vurgu yapacağını ve NATO üyesi olmanın önemini vurgulayacağını belirtiyor.
Çeviköz, "Türkiye'nin NATO üyesi olduğu gerçeğini vurgulayacağız ve Rusya ile görüşmelerimizde kesinlikle eşitler arasında bir ilişki arayacağız, ancak Rusya'ya Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu da hatırlatacağız" diye konuştu.
Mülteci Problemine Çözüm
Türkiye'deki Suriyeli mültecilere dikkat çeken Çeviköz, "Bizim yaklaşımımız Suriye ekonomisini rehabilite etmek ve gönüllü geri dönüşler için gerekli koşulları yaratmak olacaktır" dedi.
Ünal Çeviköz, uluslararası bir yük paylaşımı ve Şam ile "diyalog" kurulması gerektiğini belirterek, Suriye krizinin çözümü için gereken adımları açıkladı.
Çeviköz, Türkiye-Yunanistan ilişkileri hakkında "Ege Denizi'ndeki ikili sorunlarının çözümü, Doğu Akdeniz'deki diğer sorunların ele alınmasında kolaylaştırıcı bir rol oynayacaktır" ifadelerini kullandı.
Kıbrıs konusunda ise Çeviköz, Atina ve Ankara'nın Kıbrıs'ın iç siyasetine müdahale etmemesinin önemli olduğunu vurgulayarak, "Adadaki iki halka sorunlarını iki taraflı olarak ele alacak bir fırsat verilmelidir" dedi.