Önemli, son yıllarda iklim değişikliğin olumsuz etkilerinin arttığını, Türkiye'nin son yıllarda yeterli kadar yağış almadığını vurgulayarak, aniden ve yüksek miktardaki yağışların da üründeki verimi olumsuz etkilediğini söyledi.
İklim değişikliği nedeniyle nisan ayında yapılan ayçiçeği ekiminin mayıs ayı sonuna kaydığını hatırlatan Önemli, bazı üreticilerin ise kuraklıktan etkilenmemesi için ekimi şubat ayında gerçekleştirdiğini dile getirdi.
Çiftçilerin son yıllarda kuru tarım uygulamalarına yöneldiğini aktaran Önemli, şöyle konuştu:
"Yazın yağış olduğunda pulluğu kullanabilirdik ama şu anda pulluktan vazgeçmek gerekir. İklim değişikliği ile pulluğun doğaya olumsuz etkisi ortaya çıkmaya başladı. Bunu bölgemizdeki çiftçilerimize toplantılar düzenleyerek anlatıyoruz, bu bilgilerin yaygınlaşması için ülke çapında projelerin artırılması gerekiyor.
Bilinçsiz ve aşırı işleme doğaya da zarar veriyor. Önceden tarlalarda gördüğümüz yılanları, fareleri göremiyoruz, leylekler yok. Bunu kendimiz bu hale getirdik. Üreticileri tamamıyla suçlamıyoruz ama bu konuya dikkat çekmeliyiz. Tarlanın kenarındaki çalılıkları, gölge yapan ağacı verimi düşünüyor diye ortadan kaldırdık. Böylece yavaş yavaş tüm dünyada iklim değişikliği ortaya çıkmaya başladı."
Prof. Dr. Önemli, tarımdaki bilinçsizliğin iklim değişikliğinin etkilerini artırdığını dile getirdi.
İklim değişikliğinin tarımda verimi azalttığını bu nedenle de tarımsal nüfusun azalmaya başladığına dikkati çeken Önemli, şunları kaydetti:
"İklim değişikliğini durdurabilir miyiz? İklim değişikliğini durdurmak için düşen yağışın bir damlasını denize akıtmamalıyız. Her bir tutacağımız damla iklim değişikliğinin hızını durduracaktır. Daha fazla yapacağımız barajlarla bunun önünce geçebiliriz. Bu bir gerçek. Bitki örtüsü yeni yağışları çeker. Göller, göletler buharlaşmayla yeni yağışların oluşumunda etkilidir. Yağan yağışların bir damlasını bile denize akıtmadan nasıl tutabiliriz ve belirli yerlerde toplarız ona dönmemiz, yönelmemiz gerekir."