HÜSMEN AGANIN TRAFİKLE İMTİHANI

HÜSMEN AGANIN TRAFİKLE İMTİHANI
SUYA YAZI YAZMAK / İsmet Esengin

SUYA YAZI YAZMAK / İsmet Esengin

Geçen gün Trakya’da seyahat ederken arabam bozuldu. Yol yardımı için telefon etmeye çalışırken bir araç durdu ve tipik Trakyalı bir amca ne olduğunu sordu. Araç bozuldu deyince;

- Gel kızanım, bizim ilçe te şurda. Orda bi Ismayıl usta var ona götüreyim seni. Er arabadan anlar, gelir alleder sorununu şipşak

dedi. Teşekkür edip arabasına bindim.

- Benim adım Üsmen, süüle bakalım senin adın ne?

diye sordu ve sustu. Konu olsun diye trafik problemlerinden konuşmaya başladım. Ben alkollü araç kullanmanın risklerinden bahsediyordum ki Hüsmen aga da doluymuş başladı anlatmaya.

Hüsmen aga ve komşusu İbrahim geçen Pazar günü pikniğe gitmişler. Tabi bu arada kafaları da çekmişler. Dönüş yolunda çevirme varmış. Trafik Polisi bunları durdurmuş.

- İyi günler. Trafik kontrolü yapıyoruz. Ehliyet ve ruhsat lütfen. Bu arada alkol var mı, alkol aldınız mı?

- Geçen afta yunandan uzo aldıydık ama bugün baraj gölünde mangal yaptık, epsini bitirdik be amirim. Ama arkadan gelen Üseyin’lerde bi şişe kaldıydı. Bizde de piinir ve kavun var. Oturun bi güzel afiyetle götürün. Elal ederiz valla.

- Hımmm. Sende alkol var demek. O zaman sana alkol kontrolü yapacağız.

- A be sana yalan mı sülerim kızanım. Valla alkol yok. Epsini içtik deriz beya. Olsa vermez miyim? Üseyin’ler yetişsin valla alıp vercem size.

- Yanlış anladın amca. Alkollü araç kullanmak yasak. Şimdi sana üfleteceğiz.

- Tübe tübe. Sen ne dersin kızanım? Bizim gibi delikanlı adama.

- Öyle değil dayı. Aleti üfletip alkolü ölçeceğiz.

- Adi ordan! Ben parmakla kendim çıkarırım üle ülçersin.

- Anlamadın amca. Bak bu cihaz üfleyince alkolün kaç promil olduğunu ölçüyor. Uğraştırma bizi. Üfle bakayım.

- Püffff.

- İki yüz çıktı. Çok içmişsin be amca. Ehliyetine el koyacağız.

- A be o cihaz yanlış ülçer amirim. Valla ben bi yüzlük içtim.

- Cezayı yazacağız, ehliyetine de el koyacağız da, yanındaki ayık mı bari?

- İbraam mı? O ayıktır beya. Olsa olsa bi ellilik içmiştir.

- Ya git işine amca...

Tabi bunu dinleyince tırstım hafiften. Soruyu patlattım. Hüsmen aga, ehliyetine el konmuşken nasıl araba kullanıyorsun? Ya polis çevirirse?

- A be piizden dolayı eeliyet gitmiştir kızanım. Bugün ziftlenmedim ki. İstesin üfleyim sabaha kadar.

Hüsmen aga aracı pek hızlı kullanmıyor ancak sol şeridi de bir türlü bırakmıyordu. Hızlı giden arabalar sağlayıp geçtiği gibi hem korna çalıp hem de el kol hareketiyle bizi kalaylıyorlardı. Hüsmen ağaya neden yavaş gitmesine rağmen solu işgal ettiğini sordum. Sormaz olaydım.

- Ben eskiden kırata oy verirdim şimdi de ampule ve reyize oy veririm. Solu sevmem. Solcular anarşit olurlar. Onun için işgal ederim. Saadan gitsin pecemenkler.

Sohbet iyi gidiyordu ki Hüsmen aga ilçe girişinde yoncaya girdi ve zınk diye durdu. Niye durdun Hüsmen aga, yol senin dedim. Başladı anlatmaya;

- A be kızanım, geçen ay yine te burdan geçiyodum. Yola girdim. Cayırt diye bi fren. Şoparın biri az daaçarpıyodu. Ben de durdum. Taksiden indik. Bi baktım, izbandut gibi bi erif. Bana napıyon dayı geldiğimi görmüyon mu dedi. Ben de a be kapçık yol benim dedim. Adam ampura azlı, yol bubandan mı kaldı, yoksa spaliyi bastırıp mı aldın,göster tapusunu dedi. Ben diklenince de bidüüdü, bir düü dü hala yanlarım aarır, kafam zonklar. Valla yol boşalana kadar te beklerim burda, kıpraşmam yerimden.

Hak verdim kendisine. Yoncaya giren herkes yol kendisinin olmasına rağmen durup bekliyordu. Yola devam ederken bir motosiklette iki kişi motoru bağırta bağırta bizi geçtiler. Ne kadar tehlikeli; hem çok hızlı gidiyorlar hem de ikisinde de kask ve koruyucu kıyafet yok dedim. Hüsmen agada cevap hazır.

- Astronot mu bunlar beya. Şurdan şuraya gitçekler. Zaten polisler de dokunmaz bunlara. Anca üfletmeyi bilirler.

Şehrin içine girdik. Yolda yaya geçidinde karşıdan karşıya geçen yayalar vardı. Dur demeye kalmadı, Hüsmen aga yayanın birine bir geçirdi adam iki tur yuvarlandı. Fırladım arabadan adamı kaldırdım. Bir şeyi olup olmadığını sordum. Şimdi adam canımıza okuyacak diye düşünürken toparlandı ve yüzüme baktı;

- İyiyim beya.. Gürmedim, üzür dilerim.

Hüsmen aga arabadan bile inmedi. Arabaya döndüm ve Hüsmen agaya ucuz atlattığımızı ve önceliğin yayada olduğunu anlatmaya çalıştım. El cevap;

- Süüdürtme şimdi kendine. Kaldırım mı orası beyaa üncelik onda olsun. Ben taksiyle kaldırıma çıksam üncelik benim mi olcak? Saana soluna bakçak kapçık aazlı.

Sözün bittiği yerdeydim. Yola devam ettik. Biz trafikle cebelleşirken çakarlı bir araba bizi sıkıştırarak önümüze geçti. Ben de bu aracın Geçiş Öncelikli Taşıt olmadığını, hak ve kural ihlali yaptığını, diğer sürücüleri keriz yerine koyduğunu anlatmaya çalıştım. Ben geçiş önceliği olmayıp trafiği tehlikeye atan araçlara kısaca G.Ö.T. diyorlar dedim. Hüsmen aganın kaşları çatıldı ve kazık fren yaparak durdu. Bana döndü;

- İn lan taksiden deyyuz, belli ki adam müim bi şaasiyet. Belli ki devlete izmet için koşturur. Tuu sana, boyun devrilsin, sen de solcu anarşitsin besbelli

deyip beni arabadan attı, gazlayıp gitti. Ot gibi kalakaldım. Usta bulup arabaya nasıl döneceğim onu düşünüyorum. Usta da Hüsmen aga gibiyse yandığımın resmidir.

Sözün Özü; Trafikte epimizin tepesi atar, içimizde ise bir Üsmen aga yatar.