Trakya Platformu 3. Genel Kurulu Yapıldı

Trakya Platformu 3. Genel Kurulu Yapıldı
Trakya Platformu 3. Genel Kurulu, 1 Temmuz Cumartesi günü Ergene Belediyesi Ulaş Toplantı Salonunda yapıldı. 

Trakya Platformu 3. Genel Kurulu, 1 Temmuz Cumartesi günü Ergene Belediyesi Ulaş Toplantı Salonunda yapıldı.

Ergene Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısının sonuç bildirisi açıklandı. Trakya Platformu Yürütme Kurulu tarafından açıklanan sonuç bildirisi aynen şöyle:

Bildiride Trakya bölgesinin tarım ve hayvancılık için en uygun bölge olduğu; bu nedenle taş ocakları, maden ocakları ve termik santral, nükleer santral, cam sanayi, sanayi çöplerinin depolanması gibi bölgenin tarım ve hayvancılığa zarar verecek tüm yatırımlara kapatılarak 'Tarımsal Sit Alanı' ilan edilmesi gerektiği belirtildi.

Ergene kirliliğinin halen devam ettiğinin yer aldığı bildiride: "Ergene'yi kurtarıyoruz denilerek açıklanan eylem planları olumlu sonuç vermekten öte yeni sorunlar yaratmaktadır. Çözüm Marmara Denizi’ne derin deşarj değil; sanayi tesislerinin denetlenmesi, arıtmalarını yapması ve çalıştırmalarıdır." ifadeleri yer aldı. 

Bölgede fosil yakıt kullanımının, kalorisi düşük kömürlerin ve artan karayolu trafiğinin ciddi hava kirliliğine neden olduğu belirtildi. Kirletici enerji kaynaklarından vazgeçilerek güneş, rüzgar, biyokütle, jeotermal, hidrolik enerji, dalga ve hidrojen enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Bildiride bakanlığın kuş göç yolları güzergahında, ormanlık alanlarda, yerleşim yerlerine yakın rüzgar enerji santrallerine izin verilmemesi gerektiğine de yer verildi. Bildiride: "İğneada Longoz Ormanları biyosfer rezerv alanı ilan edilerek Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ve UNESCO kapsamında koruma altına alınmak zorundadır." dendi.

Bildirinin devamında şunlara yer verildi: "Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi gündemdedir. Karadenizi geçerek Kıyıköy açıklarında karaya vararak Saroz Körfezi’ne geçmesi düşünülen bu proje bölgenin tamamen zararına sonuçlar doğuracaktır. Depo ve terfi istasyonlarının orman içerisinde oluşu, bütün hattın tarım alanı üzerinden geçmesi, dip tarama gemisi ile çıkarılan materyalin planlanan depolama yöntemi sonucu deniz yaşamına geri dönüşü olmayan zararlar vereceği gibi balık göç hattında olduğu için balık ölümleri ve bozulan ekosistem sonucu büyük çevre felaketi doğacaktır."

Bildiride, Trakya'da kaya gazı çıkarılmasının bölgeye tarımsal ve çevresel büyük bir yıkım getirileceğinin altı çizilerek: "Kaya gazı elde etme süreçlerinde 650'den fazla kimyasal su ile birlikte yeraltına enjekte edilen hidrolik çatlatma sıvısının yüzde 30 ile 50'sinin yeraltı sularına karışması sonucu yaşam ve doğa zarar görecektir." dendi. Bu nedenle ihtiyatlılık ilkesi gereğince zararsız olduğu kanıtlanana kadar kaya gazının çıkarılmaması gerektiği ifadesine yer verildi.

DSİ veya diğer kamu kurumları tarafından bölgede yapılan çalışmaların kamuoyu ile paylaşılmadığının belirtildiği bildiride, Edirne'de Meriç Nehri'ni 'Meriç kanalı'na dönüştüren sedde ve taş tahkimatı yapımı ile Kanal Edirne Projelerinin bölgenin ekolojik yapısını, turizmini ve yaşamını etkileyeceği ifadeleri yer aldı. Kamu kurumlarının yöre halkını etkileyecek projeleri kamuoyuyla paylaşarak tartışmaya açması gerektiği, görüş ve öneriler doğrultusunda projelerini uygulamaları gerektiği kayıtlara geçti.

Trakya bölgesinin mega kent İstanbul'un arka bahçesi olarak görüldüğünden dolayı plansız ulaşım ağına dönüşmekte olduğunun ifade edildiği bildiride: "Bu durum verimli alanların işgaline ve devamında plansız yapılaşmaya yol açmaktadır. Toplu taşıma, deniz ve demir yolları gibi kamusal çıkarı gözeten ve yaşayanların da katıldığı bütüncül bir Trakya ulaşım planlaması gerekmektedir." dendi.

Bildirinin devamında: "Kent suçu, çevre suçu, doğa suçu kavramlarının hukuk düzeni içinde yaptırımlarıyla birlikte yasalaşmasının sağlanması için hep birlikte çalışmalıyız. Trakya Platformunun amaçları arasında doğa, çevre ve kentlerimizin korunması konusunda 'Koruma Kültürü'nün oluşmasını sağlamak yer almaktadır. Bu da Trakya Platformuna çok önemli bir görev yüklemektedir." ifadeleri yer aldı. 

Genel Kurul'da, doğaya ve kente karşı suçların takibinde ve bölgede yıkım getiren projelere karşı yerel yönetimlerin daha sorumlu davranmaları ve idari, önleyici tedbirler geliştirmeleri gerektiği kararına varıldı. Trakya Platformunun yerel yönetimleri bilgilendirerek karar süreçlerinde baskı unsuru olmaya devam edilmesi gerektiği kayıtlara geçti.

Trakya Platformu 3. Genel Kurul bildirisinin sonunda; doğa savunmasının, halkın ve akademinin rehberliğinde vereceği hukuksal ve toplumsal mücadeleyle kazanılacağı gerçeğinin farkında olunduğu belirtildi. Trakya bölgesindeki tüm akademisyenler, hukukçuklar, hekimler, üretici örgütler doğa ve yaşam savunmasında yan yana olmaya çağrıldı. EJH