Buyru, "1-31 Ocak Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı" kapsamında yaptığı açıklamada, dünyada her yıl 500 bin, Türkiye'de ise yaklaşık 2 bin kadına rahim ağzı kanseri tanısı konduğunu, genellikle 50 yaş sonrası ortaya çıkan bu hastalığın son dönemlerde genç kadınlarda da görülmeye başladığını kaydetti.

Rahim ağzı kanserinin cinsel yolla ve İnsan Papilloma Virüsüyle (HPV) bulaştığını aktaran Buyru, "Tarama yöntemi olan, çok erken evrede yakalandığında kolaylıkla tedavi edilebilen, ilerlemesi önlenebilen ölümcül olmayan bir hastalık aslında. Ama bu tarama yöntemleri uygulanmaz ve ihmal edilirse ölümcül sonuçlara yol açabiliyor." uyarısında bulundu.

Buyru, rahim ağzı kanserinde ölüm oranlarındaki azalmanın erken evredeki testler olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Taramayla erken tespit edilen hastalık ölümcül olmaktan çıkıyor. Toplum bazında çok az görülmesinin bir diğer nedeni de aşı. Yüksek riskli HPV tiplerine karşı geliştirilen aşı 9 virüs çeşidine karşı koruyucu. Aynı zamanda genital siğilleri ve rahim ağzı kanserini önlemek açısından, 9 yaşından itibaren kız ve erkek çocuklarına uygulanabilen bir aşı. Etkinliği oldukça yüksek. 9-14 yaş arasında 2 doz, 15 yaştan sonra da 3 doz şeklinde yapılabiliyor. Bir süre öncesine kadar 26 yaşına kadar yapılması önerilirken şimdi 9 yaşın üzerinde 45 yaşa kadar uygulanabilir. Dünyada 150 ülkede aşı takvimine alınmış durumda, kız ve erkek çocuklarına hatta ileri yaşlarda da ücretsiz olarak uygulanabiliyor."

Ülke genelinde yaygın olan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) sayesinde rahim ağzı kanserinin erken tespitinin sağlandığını dile getiren Buyru, bu merkezlerde 30 yaş üstü kadınlarda ücretsiz uygulanan HPV taramasının 5 yıl arayla tekrarlanması gerektiğini belirtti.