Sosyal Medyada Suçlarını İfşa Eden İsrail Askerleri Yargılanabilir
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Görevlisi Onur Dur, İsrail askerlerinin Gazze’de işledikleri ve sosyal medyada paylaştıkları savaş suçlarını hukuki açıdan değerlendirdi.
Dur, yapılan paylaşımların İsrail askerlerine karşı delil olarak kullanılmasına ilişkin, “Dünya üzerindeki tüm devletler Cenevre Konvansiyonlarına taraf oldukları için evrensel yargı yetkisinden söz edebiliriz. Dünyadaki tüm ülkelerin, bu suçların faillerini yargılama, yakalama veya yargılayabilecek bir ülkeye iade etme yükümlülüğü bulunmakta, buna ülkemiz de dahil." görüşünü paylaştı.
Askerlerin kendilerini suçlu gösterebilecek ve mahkum edebilecek delilleri kendi elleriyle servis ettiklerine değinen Dur, sözlerine şöyle devam etti:
"İsrailli askerlerde ciddi şekilde hoyratlık ve cezasızlığa güven var. İsrail mahkemelerinin savaş suçlarına karşı toleransı ve görmezden gelmesinden dolayı askerlerde başıboşluk hali görüyoruz. Bu aynı zamanda İsrail ordusunun iç disiplinindeki yokluğa da işaret ediyor. 10 yıldır savaş hukuku çalışıyorum, daha önce hiç bu kadar geniş ölçekte savaş suçunun işlendiği ve bunların alenen yayınlandığı başka bir çatışma görmedim."
Kaydedilen görüntülerin bu zamana kadar yaşanan çatışmalar açısından da enteresan olduğunu söyleyen Dur, "Normalde insanlar savaş suçu işledikleri zaman bunu ilan etmezler. Kendilerini kaydedip bunu internette asla yayınlamazlar. İsrail dışındaki ülkenin vatandaşları bir gün yargılanabileceğini düşünür ama İsrail askerlerinde bu rahatlığı görüyoruz." tespitini yaptı.
Dur, paylaşımlarda savaş suçu işleyen askerlerin kimliklerinin tespit edilmesi halinde dünya üzerindeki tüm ülkelerde bu kişilere karşı suç duyurusunda bulunulabileceğini ve yakalama kararı çıkarılabileceğini belirtti. Suç duyurusunda bulunulan askerlerin başka ülkeye gitmeleri halinde yakalanabileceklerini hatırlatan Dur, binlerce asker için bu durum gerçekleştirilebilirse, İsrailli askerler için ciddi panik oluşacağının altını çizdi.
"Kaydedilen videolarda mizansen ve kurgu var"
İsrailli askerlerin gönderilerinde yer alan suç tiplerinden bahseden Dur, işgal, kasıtlı olarak sivillere saldırma, sivil malların yağmalanması, sivil malların vahşice ve askeri gereklilik olmadan imhası gibi maddelerin ayrı ayrı savaş suçları olduğunun altını çizdi. İstisna olabilecek tek durumun askeri gereklilik hali olduğuna değinen Dur, videolarda böyle bir gereklilik olmadığını aksine bir mizansen ve kurgu olduğunu anlattı.
Dur, "Askerler askeri tehdit altında değiller. O kadar rahatlar ki olayı sinematografik şekilde kaydetmişler ve seviniyorlar. Bir kutlama havasında sivil malları patlatıyorlar, binaları kullanılamaz hale getiriyorlar. Burada askeri gereklilikten söz etmek mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Filistinlilerin gözlerinin bağlandığı ve üzerlerine İsrail bayrağı koyulduğu videolara ilişkin, insan onuruna aykırı muamelenin ve işkencenin de savaş suçu olduğuna değinen Dur, görüntülerde iç içe geçmiş ayrı ayrı savaş suçlarından bahsetmenin mümkün olduğunu vurguladı.
Dur, İsrailli askerlerin paylaşımlarında kullandığı, “Gazze tamamen silinmeli. Gazze'de tek bir sivil yok. İhtiyacımız olan şey 1948'deki gibi bir Nekbe. Amalek’i yok edeceğiz. Köyünüz yansın. Çocukları sağ bırakmayın. Onları acımasızca öldürün” gibi soykırım isteyen, sivilleri ve çocukları öldürmeye teşvik eden söylemlere ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Dördüncü Cenevre Konvansiyonu'nda toplu cezalandırılma yasağı ve sivil halkın terörize edilmesi yasağı mevcut. Bu söylemlerin birçoğu sivil halkı terörize etmeye yönelik olarak değerlendirilebilir ki bu da ayrı bir savaş suçu. Buna ek olarak bu tarz açıklamalar özellikle üst rütbeli askerlerden, yetkili siyasilerden, bakanlardan geldiği zaman, soykırım kastına ilişkinde ciddi karine teşkil ediyor. Halihazırda Uluslararası Adalet Divanında (UAD) devam eden soykırım sözleşmesine dair dava açısından da ciddi deliller sunuyor."
"Bu işin peşini bırakmamamız gerekiyor"
Halihazırda Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) süren soruşturmaya değinen Dur, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı başvurusu yapıldığını hatırlattı. Dur, soruşturmanın yavaş ilerlediğini belirterek, "Burada UCM’ye desteğin ve baskının artması gerekiyor ki mahkeme de kendisine yapılan baskılara göğüs gerebilsin, daha cesur adımlar atabilsin. Bu sürecin devam etmesi için mahkemeye tüm üye ülkelerin, tüm sivil toplum kuruluşlarının elinden gelen desteği sağlaması gerekiyor.” diye konuştu.
Önceki yıllarda da İsrailli askerlerin benzer suçları işlediğini anımsatan Dur, “Dolayısıyla biz vicdanlı insanlar olarak bu kötülüğü yenmek adına organize şekilde, bu mücadeleyi yıllara yayarak bu işin peşini bırakmamamız gerekiyor. Bu bir maraton koşusu, yüz metre koşusu değil. Yılmadan devam edersek, bu faillerin kimliğinin tespiti ve suç duyurularıyla belli oranda bu durumun önüne geçebiliriz." diyerek sözlerini sonlandırdı.
İsrailli askerlerin sosyal medya paylaşımları
İsrail askerlerinin kendi sosyal medya hesaplarında paylaştıkları video ve fotoğraflarda, askerlerin Gazze’de evleri ve kütüphaneleri yaktıkları, sivil malları imha ettikleri ve aşağılama amacıyla kadınların elbiselerini giydikleri görülüyor. Aynı zamanda öldürülmüş veya yerinden edilmiş çocukların oyuncaklarıyla oynadıkları görüntüler de yer alıyor.
Sosyal medayada yer alan videolarda İsrailli Çavuş Simha Lubling'in Han Yunus'ta evlere zarar verdiği, eşyaları kırarak eğlendiği, Filistinli çocukların oyuncaklarıyla oynadığı, yıkılan evlerin duvarına "Nekbe 2023" yazdığı ve "Amalek'e ölüm" notlarıyla paylaşım yaptığı görülüyor.
İsrailli Binbaşı Avinoam Goelman, Facebook paylaşımında, "Onları acımasızca öldürmeliyiz. Hamas ve sivil ayrımı yapmadan çünkü öyle bir ayrım yok.” ifadelerini kullandı. İsrailli Yüzbaşı Elad Gabian yaptığı paylaşımda çocukların da öldürülmesi gerektiğini yazarken, Kıdemli Komutan Yarbay Sheila Granevich ise "İnsani yardım mı? Gazze denizini içsinler" yazılı paylaşımda bulundu.
İsrail ordusunun Givati Tugayı bünyesindeki Rotem 435 Taburu’na bağlı olduğu belirtilen Itzhak Buznah adlı asker, kendi sosyal medya hesabından eline aldığı Kur’an-ı Kerim’i ateşe attığı anlara ilişkin görüntüleri paylaştı. İsrailli-Filipinli asker Aaron Rafael, TikTok uygulamasında yayınladığı videoda, Gazzelilerin evlerinden çaldığı değerli eşyaları kaydetti ve bununla övündü.