Anıl ŞENYURT
Dopdolu bir köşe yazısı: Sarayiçi projesi, bisiklet sorunu ve dahası...
Son zamanlarda gündemde olan Sarayiçi Rekreasyon Projesi'ni duymuşsunuzdur. Sarayiçi'nde beton kullanılmadan bir dizi düzenlemeler yapılacakmış. Trakya Kalkınma Ajansı'ndan 4 milyon 750 bin liralık hibe almaya hak kazanan proje ile Sarayiçi bölgesi, Kırkpınar meydanı ve çevresinde düzenlemeler yapılacak. 4 bin 900 dönüm alanda 86 dönümlük bir göl, has bahçe, liman, yüzen havuz, kumsal, bisiklet yolu falan filan yapılacakmış. Tamam, açık söyleyeyim proje güzel. Ancak güzel olması yetmiyor. Şu anda hepimizin bildiği, "Gölet" ismiyle anılan bir yer var. Evet, hani şu Şükrüpaşa Mahallesi'nde olandan bahsediyorum. Hiç gördünüz mü orayı? İçindeki su değil sanki... Bakımı yapılmıyor mu, yapılıyor da halkımız mı fazla kirletiyor yoksa? Açıkçası halkımız da bu tarz şeyleri temiz tutmayı bilmiyor. Ancak belediye de bakımını yapıyor mu yapmıyor mu belli değil. Yapıyorsa bile demek ki yeterli kalmıyor ki böyle pis. Önce halkımızın genel yerleri temiz tutmayı öğrenmesi gerekli. Bu projeler sonra yapılmalı.
Bu proje kapsamında Sarayiçi ve çevresine bisiklet yolu da yapılacakmış. Ne işe yaracak? Kentin hiçbir yerinde bisiklet yolu olmadıktan sonra ne işe yarar Sarayiçi'ndeki bisiklet yolları? Koskoca Edirne'de üç beş yolda sözde bisiklet yolu var. Genişlikleri 40 santimetrelik ve birkaç metrede bir ya minibüs duraklarıyla ya da çöp kutularıyla önü kesilen bisiklet yolları. Bazı akıllı sürücüler de bisiklet yollarını kapatacak şekilde araçlarını park etmiyor değil. Ama ara park etmeye herhangi bir engel olmayınca, hatta bisiklet yolu olduğuna dair bir uyarı olmadığından sürücü nereden bilsin ki? Biz Sarayiçi'ne bisikleti nasıl götüreceğiz, araçla mı? Ya da oradaki kiralama şirketlerinden mi kiralayacağız? Bisiklet spordan ziyade, bir ulaşım aracıdır. Bisiklet ile istediğimiz bir yere gidebilmemiz gerekir bu kentte. Hadi İstanbul'da mümkün değil diyelim, İzmir'de mümkün değil diyelim... Ancak Edirne'de de mi mümkün değil? İstense yapılır. Tabi burada görev sadece belediyeye düşmüyor. Sözüm, görev kimlere düşüyorsa onlara.
Yeri gelmişken, konu biraz yollara kaymışken minibüs duraklarından da bahsedeyim. Adım başı minibüs durağı oldu. Halkımız da beş adım fazla yürüyemez hale geldi. Adım başı durak olması yetmezmiş gibi, durakların çoğu da trafiği engelleyecek şekilde konumlandırılmış durumda. Çift şeritli yol, biri gidiş biri geliş. Durakta bir minibüs duruyor ve trafik bazen dakikalarca kilitleniyor. Bazı minibüs duraklarının bulundukları konumdan hemen 5 - 10 metre ileride veya geride belki bir cep var veya cep yapılmaya uygun yer var ama ilgilenilmiyor. Karar almak falan uğraşılmıyor belki de. Her neyse biz buradan görüşlerimizi bildirelim de...
Yollar çok dar, caddeler çok dar. Plansız kentleşme olmuş bu kentte. Bisiklet yolu belki de bu yüzden yapılamıyor. Ama yapılmak istense bir proje çıkarılır ve yapılır. Belediyenin bir projesi vardı, altyapı sorunlarını çözmek için referanduma gidilecekti. Sevgili Belediye Başkanı Recep Gürkan öyle belirtmişti ve demişti ki, "Edirnelileri 2-3 yıl büyük bir çile bekliyor. Edirne halkına soracağız, 2-3 yıl bu çileyi çekmek istiyorlar mı diye". Eğer Edirne'deki altyapı sorunlarını gidermek için bu proje uygulamaya konulursa, bisiklet yollarının da bir şansı olabilir belki. Güzel olmaz mı, kentimizde araba yollarının yanında bisiklet yolları da görmek...
Konumuza dönelim, Sarayiçi Rekreasyon Projesi. Proje başta da belirttiğim gibi gerçekten güzel. Ancak temiz tutulması gerekiyor. Bu durumda halkımızı genel yerleri temiz tutmaya, belediyemizi ve ilgili birimleri de bu gibi yerlerin düzenli olarak denetiminin, temizliğinin yapılmasına davet ediyorum.