"1 Saat Televizyon Seyretmenin Verdiği Zararı 7 Saat Bulmaca Çözerek Kapatıyoruz"

"1 Saat Televizyon Seyretmenin Verdiği Zararı 7 Saat Bulmaca Çözerek Kapatıyoruz"
Edirne 4. Kitap Fuarı'na katılan polisiye romanı yazarı Bilal Sami Gökdemir, gerçekleştirdiği söyleşide televizyon izlemenin beyine verdiği zararları anlattı.

Edirne Belediye Başkanlığınca bu yıl 4'üncüsü düzenlenen Edirne Kitap Fuarı'na katılan polisiye romanı yazarı Bilal Sami Gökdemir, gerçekleştirdiği söyleşide televizyon izlemenin beyine verdiği zararları anlattı.

'Madam Bravo' serisi, 'Çok Kullanılmış Kalpler Dükkanı - Kilitli Kitap', 'Şu Saatte Orada Mıydın?' isimli kitapların yazarı Bilal Sami Gökdemir, Edirne 4. Kitap Fuarı'nda okuyucularıyla buluştu. Özellikle lise öğrencilerinin yoğun ilgisiyle karşılaşan Gökdemir, "Polisiye Romanların Zeka Gelişimine Etkileri" konulu bir söyleşi gerçekleştirdi.

Bakmakla görmek arasında çok büyük bir fark olduğuna değinen Gökdemir, bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya dikkat çekti. 1 saat televizyon seyretmenin beyine verdiği zararı, ancak 7 saat bulamaca çözerek giderilebileceğini ifade eden Gökdemir, "Bir günde 24 saat var. Bir insan saat 09.00’da televizyon başına otursa 3 saat televizyon seyretse, 3 saatin sonunda televizyon başından kalksa, 21 saat boyunca bulmaca çözsün ki beyin başladığı noktaya geri gelsin. Ama maalesef 24 saatin 3 saatini televizyon seyrederek, 21 saatini de bulmaca çözerek geçirmemiz mümkün değil." diye konuştu.

Televizyonun insan beyninin sol tarafının çalışmamasına neden olduğunu anlatan Gökdemir, beynin sağ ve sol olmak üzere iki lobdan oluştuğunu, beyinin sağ tarafının okuma ve analiz etme işlevi gördüğünü; sol lobun ise resimlendirme, şekillendirme ve hareketlendirme işlevi gördüğünü söyledi.

Televizyon izlendiği esnada beynin sol tarafının televizyona kiraya verildiğine dikkat çeken Gökdemir, "Beynin sol tarafı çalışmıyor ve çalışmaya çalışmaya kabiliyetini kaybediyor; dikkatte, hafızada ve zekada gerilik başlıyor. Söylediğimizi anlamayan kişiler oluşuyor. Bir süre sonra sadece gördüğüne inanıyorlar. Televizyondan bir an önce uzaklaşmamız gerekiyor. Bilim adamları bunun için 3 şey tavsiye ediyor. Birincisi; bulmaca çözmek, ikincisi; matematik, matematiğe zaman ayırmak. Üçüncü ise kitap okumak. Kitap okuduğumuz esnada kitabın içindeki karakterleri, kitabın içindeki mahalleyi kafamızda canlandırıyoruz. Hayal gücümüzü kullanıyoruz. Polat Alemdar'ın sarışın, renkli gözlü olduğunu söylesem, kaç kişi bana destek olur? Hiç kimse. Çünkü televizyon bize Polat Alemdar’ın ufak tefek esmer biri olarak gösterdi. Eğer Kurtlar Vadisi bir kitap olsaydı, kitapta Polat Alemdar sarışın ve renkli gözlü olarak anlatılsaydı,herkesin kafasında farklı bir Polat Alemdar canlanacaktı. Kitap okumak bunu yapıyor. İnsan beyninin sol tarafını çalıştırıyor, hayal gücünü arttırıyor." dedi.

"HANGİ ÇİKOLATAYI YİYECEĞİMİZE TELEVİZYON KARAR VERİYOR"

Bu ülkenin Kurtlar Vadisi'nde Çakır öldü diye, Türkiye'nin en çok satan gazetesinde ‘acımız büyük’ diye ilan veren, Aşkı Memnu dizinde Bihter öldü diye gıyabında cenaze namazı kılmaya çalışan bir topluluk gördüğünü anlatan Gökdemir, "Biz yüz yılardır tarihi kitapları okuyoruz. Yüz yıllardır okuduğumuz tarih kitaplarında Şehzade Mustafa'nın babası Kanuni Sultan Süleyman'ın arkasında saçma sapan hareketler yapmayız. Bundan 400 sene sonra yayınlanan dizinden sonra binlerce kişinin Bursa’ya Şehzade Mustafa'nın türbesine akın ettiğini gördük. İzmir’de bir kadın derneğinin Kanuni Sultan Süleyman'ın padişahlığı geri alınsın diye imza kampanyası yürüttüğünü gördük. Bu örnekleri kitap okuyan ile televizyon seyreden arasındaki zeka farkını görün diye verdim. Bizim televizyondan uzaklaşmamız gerekiyor. Televizyon bizi aptal yerine koyuyor. Bir zaman sonra bizleri robot yerine koyuyor. 3 yaşındaki bir çocuğa reklamda gördüğü çikolatayı almayınca kıyametler kopuyor. Çocukluğumuzdan itibaren bizim hangi çikolatayı yiyeceğimize, hangi filmi seyretmemiz gerektiğine, hangi gazeteyi okumamız gerektiğine televizyon karar veriyor." ifadelerine yer verdi.

POLİSİYE ROMAN ÖN YARGILARI KIRIYOR

Bilim adamları beynin arka tarafının da, bilinç altının da çalıştırılması gerektiğini söylediğini anlatan Gökdemir, bunun içinde polisiye roman okunmasını tavsiye etti. Polisiye romanların ön yargıları kırdığını anlatan Gökdemir, " 'Katil uşak' diye bir söz vardır. Bir bakarsınız katil en sessiz sakin kişi çıkıyor. Ya da 60-65 yaşında bir amca düşünün. Esmer, kısa, boylu, beyaz bir sandalye oturmuş kötü kahkaha atıyor. ‘Tamam katili bulduk’ diye düşünüyoruz ama bir bakıyorsunuz kitabın sonunda adam melek gibi bir adam çıkıyor. Bunu neden yapıyor polisiye yazarları, çünkü insanların ön yargılarını kırmak istiyorlar. Hafızayı kuvvetlendirmek için polisiye roman önemlidir. Polisiye roman okuyucusu daha dikkatlidir. İpucu arar, tespit yapar, sorgular böylelikle beyni zinde tutar. Polisiye roman okuyucuları bir süre sonra alternatif fikirler arar." dedi. EJH