Dünyaca Ünlü Tatil Bölgeleri İklim Krizinin Tehdidi Altında
AA'nın iklim krizinin turizm sektörü üzerindeki etkilerini ele aldığı dosya haberin ilk bölümünde iklim değişikliği nedeniyle çeşitli zorluklarla karşı karşıya bulunan dünyaca ünlü turizm bölgeleri derlendi.
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyinin 2022 verilerine göre 7,7 trilyon dolar büyüklüğündeki turizm sektörü, doğrudan ve dolaylı operasyonlarıyla küresel ekonominin yüzde 7,6’lık bölümünü oluşturuyor. Kovid-19 salgını öncesinde sektörün büyüklüğü 10 trilyon dolar, küresel ekonomideki payı ise yüzde 10,4 dolayındaydı.
İklim koşullarına doğrudan bağlı sektör, bir yandan Kovid-19 salgını sonrası kayıplarını kapatmaya çalışırken diğer yandan iklim krizi ve küresel ısınmanın getirdiği olumsuzluklarla mücadele ediyor.
İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi akademisyenlerince hazırlanan bir raporda deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı hava olayları nedeniyle deniz turizminin alt yapılarının olumsuz etkilenmesi, okyanusların asitlenmesi, mercan kayalıklarının zarar görmesi, sıcaklıkların artış göstermesi sonucu kış sporlarında ihtiyaç duyulan yeterli kar yağışına ulaşılamaması ve orman yangınları sonucu biyoçeşitliliğin olumsuz etkilenmesi, turistik bölgeleri tehdit eden unsurlar olarak sıralandı.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yayımlanan bir çalışmada ise 2023'te yaşanan rekor sıcaklıklar hatırlatılarak durumun turizm aktivitelerini çeşitli yönlerden etkilediği kaydedildi. Yunanistan'da meydana gelen orman yangınları sonucu sadece Rodos Adası'nda 2 binden fazla turist bölgeden tahliye edilmek zorunda kaldı. Başkent Atina’nın önemli turistik noktalarından Akropolis, sıcaklıkların 45 dereceye ulaşmasının ardından bir süre ziyarete kapatıldı. İtalya da iklim krizinin Akdeniz bölgesinde oluşturduğu olumsuzluklardan etkilenen ülkelerden biri oldu. Sıcak hava dalgası sonucu Roma’yı ziyaret eden çok sayıda turist, ülkelerine, planladıklarından daha erken dönmek zorunda kaldı.
Turizmin ana taşıyıcısı olan hava yolu da aşırı sıcaklardan etkilendi. ABD’deki bazı havacılık firmaları, 46 dereceye ulaşan sıcaklıklarda yapılan uçuşlarda uçakların yükünü düşürmek amacıyla yolcu sayısını ve bagajları azaltmak ya da sıcaklıklar normale dönene kadar uçuşları ertelemek zorunda kaldı.
Sıcaklıklarda yaşanan bu aşırı artışlar turistlerin tatil için yaptıkları yer ve zaman tercihlerinde de değişikliklere yol açıyor. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından geçen yıl yapılan bir araştırmaya göre küresel ısınmanın devam etmesi halinde Avrupa'daki turizm faaliyetlerinin kıtanın güneyinden kuzeyine doğru kayması öngörülüyor. Buna göre sıcaklıkların 4 derece artması halinde Yunanistan'daki İyon Adaları'na yapılacak ziyaretlerde 2019'a göre yüzde 9 düşüş, İngiltere'nin Batı Galler kesimindeki kıyı bölgelere yönelik seyahatlerde ise yüzde 16 artış bekleniyor.
İklim krizi tehdidi altındaki bazı turistik bölgeler
İklim değişikliğinin tehdit ettiği dünyaca ünlü turistik destinasyonlardan biri olan Maldivler'de Turizm Bakanlığı verilerine göre 2019'da ülkeye 1,7 milyon turist çeken sektör, ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyor. Ancak Maldivler deniz seviyesi yükselmelerine karşı en savunmasız ülkeler arasında yer alıyor ve ülkeyi oluşturan adaların önemli bir bölümü deniz seviyesinden 1 metre yukarıda konumlanmış durumda. Bakanlığa göre 2100 yılına kadar deniz seviyelerinde yaşanacak 0,5 metre ile 1,2 metre arasında bir artış, ülke topraklarının yaklaşık yüzde 77'sinin sular altında kalmasına neden olabilir.
2022'de 28 milyondan fazla ziyaretçi çeken ve ekonomisi büyük oranda turizme bağımlı olan Karayipler bölgesi de iklim krizinin tehdit ettiği destinasyonlardan biri. Bölge üzerine çalışma yapan İngiliz Hükümeti'nin verilerine göre bölgenin ünlü mercanlarında yaşanan kararma ve kuraklık nedeniyle özelikle turistik faaliyetler olumsuz etkileniyor. Deniz seviyelerinin yükselmesi de yine bölgedeki adalar için ciddi tehdit oluşturuyor.
Avrupa’da kış turizminin önemli rotalarından olan ve yılda ortalama 120 milyon turisti ağırlayan Alp Dağları, yetersiz kar yağışlarıyla mücadele ediyor. Prestijli bilim dergisi Nature'da geçen yıl yayımlanan bir makaleye göre küresel sıcaklıklardaki artış sonucu son 50 yılda Alpler'deki mevsimsel kar örtüsü süresi her 10 yılda, yüzde 5,6 kısaldı. 2023'te yeterli kar yağışı almaması sonucu bölgedeki bazı kayak merkezleri sezonu açamazken bu sene de benzer sorunlar yaşanıyor.
2021'de 5,7 milyon, 2019'da ise 13 milyon kişinin ziyaret ettiği İtalya'nın ünlü şehri Venedik, iklim değişikliği ve aşırı turizmle başa çıkmaya çalışıyor. Şehri "Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesine" ekleme önerisinde bulunan UNESCO'ya göre deniz seviyesinin yükselmesi ve aşırı hava olayları bölgedeki tarihi yapıların ve kentsel alanların bozulmasına ve hasar görmesine neden oluyor.
Güney Asya’daki bazı popüler kıyı bölgeleri de aşırı turizm ve kirlilik sonucu ortaya çıkan çevresel bozulmaların önüne geçmeye çalışıyor. Tayland hükümeti ülkenin en ünlü plajlarından olan Maya Bay plajını doğal rehabilitasyon sağlanması amacıyla sık sık ziyarete kapatırken benzer önemleri Malezya, dalış faaliyetleriyle ünlü Sipadan Adası, Filipinler ise ünlü Boracay Adası için uyguluyor.
Dünya Bankası verilerine göre ciddi bir biyoçeşitlilik kaybıyla karşı karşıya olan Afrika kıtası, 2100 yılına kadar sahip olduğu kuş ve memeli varlığının yüzde 50'sini ve göllerdeki yaşamın yüzde 20'si ila yüzde 30'unu yitirilebilir. Bu durumun, başta bölgedeki safari turizmi olmak üzere biyoçeşitlilik odaklı birçok turistik faaliyeti olumsuz etkilemesi bekleniyor.