PLAN, PİLAV, KAVACIK KÖYLÜLERİ

PLAN, PİLAV, KAVACIK KÖYLÜLERİ
Nevzat ÇOLAK yazdı...

YEREL GÜNDEM

PLAN, PİLAV, KAVACIK KÖYLÜLERİ

Nevzat ÇOLAK - nevzatcolak@hotmail.com 

Bugün eğer çarpık kentleşme sanayileşme kentlerin en büyük sorunuysa...

Kentlerde betonlaşma varsa...

İnsanlar topraktan koparılarak yüksek, kutu gibi ruhsuz binalarda yaşıyorsa...

Şehir içi trafik insan yaşamını etkiliyor, ruh sağlığını bozuyorsa...

Edirne’de olduğu gibi AVM'lerin şehir merkezlerinde yapılmasına izin verilip esnafın bitmesine sebep olunduysa..

İş imkanı yaratacağız popülizmi ile tarım topraklarını tarım dışı kullanıma açıp mercimek, nohut, kuru fasulye, buğday, ayçiçeği vb. ürünler yurt dışından alınıyorsa...

Meralar; Uzunköprü Kavacık ve Havsa Oğulpaşa köyünde olduğu gibi sanayi alanına dönüştürülüp hayvancılığı bitirip eti dışarıdan alıyorsak...

”Organize” diye tanıttığımız ama hiçbir denetim yapmadığımız toprağımızı, havamızı, suyumuzu Ergenemizi kirleten, insanların kanser olmasının sebeplerinden biri olan sanayi bölgeleri varsa...

Saymakla bitmeyecek bu sorunların nedeni “Halk plan değil pilav istiyor” diyen SAĞ Siyasal anlayıştır.  

1960'lı yıllarda CHP'nin planlı kalkınma önerisine, “Halk plan değil pilav istiyor” diyerek karşı çıkan bu anlayışın bugün de devamı olan siyasi partilerin söylem ve eyleminde kendini bulmaktadır...

Bunun en son örneği, Edirne’nin AKP'li Vekili Fatma Aksal’ın, AKP'nin belediye başkan adayları tanıtım toplantısında yapmış olduğu açıklamalarda görülmüştür.

AKP'li Vekil Fatma Aksal, “Ergene nehrini onlar kirletti biz temizledik” diyerek her gün Ergene Nehri'nden geçen ya da yamacında yaşayan insanların gözlerin içine bakarak açıklamalar yapmaktadır. İnsanların aklı ile alay etmektedir. Yine AKP'li Vekil Fatma Aksal aynı toplantıda; yöre sakinlerinin, Kavacık köylülerinin, çevrecilerin, yasaların, bilimin olmaz dediği OSB'yi kurmaktan bahsetmektedir. Bu söylemini 1000 kişiye iş imkanı yaratacağız faydacılığı ile pazarlamaya çalışmaktadır.

Görüldüğü gibi Sağ siyaset “plan değil pilav” demeye devam etmektedir.

Oysa bugün günümüzde “Plan” devletin ve tüm kurumların kabul ettiği bir gerçekliktir. Bugün devlet 5 yıllık, 10 yıllık kalkınma planları yapmakta ve tüm kurumların da bu hedefler doğrultusunda kendi “Stratejik Plan”larını yapmayı zorunlu kılmaktadır.

Plan nedir derseniz: “Neyin ne zaman, niçin ve nasıl yapılacağını gösteren bir taslaktır.”

Bizim de Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerini kapsayan 100 bin ölçekli bir çevre düzeni planımız vardır. Bu planı temel alan 25.000'lik il çevre düzeni planlarımız mevcuttur.

İşte bu 25.000'lik planlarda nerede tarım, nerede hayvancılık yapılacağı, nerede turizm olacağı gibi birçok ayrıntı vardır.

Peki, bunları neden anlatıyorum! Şunun için: Edirne il çevre düzeni planında, "Siz değiştirmeden önce”, Kavacık köyündeki OSB yapacağız dediğiniz yer mera olarak işaretli idi...

Şimdi Kavacık köylüleri şunu soruyor ve talep ediyor.

Birçok bilim insanın hazırladığı (gerçi bu zihniyet hazırlanan bu planı delik deşik etmiştir) planda burası birinci sınıf tarım toprağı iken nasıl vasıfsız hale geldi?

“Biz köylüyüz, bildiğimiz işi yapmak istiyoruz, hayvancılık yapmak istiyoruz, çiftçilik yapmak istiyoruz, köyümüzde yaşamak ve yaşlanmak istiyoruz”  diye haykırıyor iken; Edirne’nin AKP’li Vekili Fatma Aksal, siz kim için OSB yapıyorsunuz? Siz Kavacık köylülerinin Vekili değil misiniz? Kavacık köyündeki insanların geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olduğuna göre siz burada nasıl kamu yararı görüyorsunuz, anlamak mümkün değil.

Buradan bir çağrıda Edirne halkından “SOL” adına oy isteyenlere...

Seçildiğinizde oturduğunuz o koltuklar çocuklarınıza, yakınlarınıza iş bulasınız diye değil; kamunun, halkın çıkarları doğrultusunda tavır almanız içindir. Kavacık köylülerinin, Oğulpaşa'da yaşayan vatandaşlarımızın haklarını savunmanız içindir. Bu insanlar sizi oraya dostlar alışverişte görsün biz gezelim görelim kurgulu proje yapın diye yollamadı.

Havamıza, toprağımıza, suyumuza sahip çıkalım. Direnen insanların yanında olalım. Rant uğruna planlardaki değişikliklere karşı çıkalım. Demokratik kamucu planlamayı her gün her yerde savunalım.