ÜNİVERSİTE BAHÇESİNE YAPILAN CAMİ BİZE NEYİ ANLATIYOR?

ÜNİVERSİTE BAHÇESİNE YAPILAN CAMİ BİZE NEYİ ANLATIYOR?
Nevzat Çolak yazdı...

YEREL GÜNDEM

ÜNİVERSİTE BAHÇESİNE YAPILAN CAMİ BİZE NEYİ ANLATIYOR? 

T.Ü. Rektörü Erhan Tabakoğlu seçilip atandığında, T.Ü. bundan sonra adını, yapmış olduğu bilimsel araştırmalarla, bilimsel makalelerle duyurur mu? Olur mu? Acaba! Diye düşündüm. Edirne Lisesi mezunuydu. Trakyalıydı. Hipokrat yemini etmiş bir bilim insanıydı. Olmadı!

Sanırım benim gibi düşünen birçok akademisyen de kendisine destek verdi. En azından T.Ü. de bilimsel üretimlerine destek olur, akademisyenlerin özgürce araştırma yapmalarını destekler, üniversite olarak sahip çıkardı. Seküler kesimin hassasiyetlerini görür iktidarın bir memuru gibi davranmazdı.

Yanılmışım... Yanılmışız...

Atandığı günden itibaren, atanmasına destek olanların, istek ve taleplerine göre üniversiteyi yönetmeye başladı. Liyakate, yetkinliğe önem vermedi.

Üniversitenin geleceği için değil, Kendi geleceği için çalıştı. Seçimlerde İktidar partisinin Milletvekili adayını (henüz seçilmemişti, seçilip seçilmeyeceği belli değildi.) protokolde yanına oturtarak safını tarafını belli etmekten kaçınmadı.

Gelelim meselemize. Sayın rektör bizim gündemimize neden girdi? Üniversite de cami inşaatını başlatmasıyla...

Üniversiteye cami yapma fikrinin yanlışlığı konusunda, bende yazdığım bir yazıda: Sorunun ibadet yapma ihtiyacı ile ilgili olmadığını (AKP'nin) "Yeni Türkiye" fikrinin bir çalışması olduğunu söylemiştim.

Ne demek "Yeni Türkiye"? Ne anlatılmak isteniyor? Kamusal siyasal ve toplumsal alanda İslamcılık merkezli dinselleştirmeyi yaygınlaştırmak ve kurumsallaştırmaktır. Cumhuriyet fikri yerine teokratik rejimlere göndermeler ve güzellemeler yaparak "Yeni Osmanlıcılık" fikri üzerinden "Kemalizm ile hesaplaşmak".

Sayın Rektör Erhan Tabakoğlu da çevrecilerin ağaçların sökülüp yerine cami inşaatı yapılmasını eleştirmesi üzerine şöyle açıklamada bulunmaktadır: "Unutulmamalıdır ki, hemşerisi olmaktan onur duyduğumuz Fatih Sultan Mehmet Han'ın oğlu Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılan, bilime, tıbba, akılcı düşünceye, eğitime ve inanca, tüm dünyada öncülük ettiği herkes tarafından kabul edilen Sultan II. Bayezid Külliyesi de, bir cami ve etrafındaki eğitim kurumları ile hastaneden oluşmaktadır. Trakya Üniversitesinde yapımına başlanan cami kompleksi de, tıpkı medeniyetimizin köklerinden gelen bu örnekte olduğu gibi, kampüsümüzdeki eğitim kurumlarının tamamlayıcısı olarak örnek teşkil edecektir."

Görüldüğü gibi mesele sadece ibadet değildir. Mesele, demokratik cumhuriyet fikrinin toplumsallaşmasının önüne geçmek, çoğulcu demokratik kültürün inşasını ve kurumsallaşmasını kuşatma altına almaktır

Sayın Rektör bu caminin "ihtiyaç" üzerine yapıldığını söylemektedir. Bu "ihtiyaç" ibadet eksikliğinden kaynaklanmamaktadır. Çünkü T.Ü. bütün binalarında yeterli büyüklükte Mescitler vardır. Bu "ihtiyaç", "dindar nesil" yetiştirme ihtiyacıdır.

Çevrecilerin itirazları çok önemlidir, anlamlıdır. Sökülen ağaçlar, gençlerin, hastaların kullandığı bu yeşil alan önemlidir. Bütün gücümüzle bu yeşil alanın yok edilmesine ağaçların katledilmesine karşı çıkalım.. Asla geri adım atmayalım. Ağaç dikme kampanyaları yapmak kimseye tek bir ağacı sökme hakkı vermez. Sökülen, kesilen her ağacın önemini anlatalım.

Ancak.. Bilelim ki mesele sadece bundan ibaret değil!

Onun için... T.Ü. bahçesine yapılmak istenen bu cami, sadece çevrecileri değil, Çağdaş, demokratik, Cumhuriyete sahip çıkan tüm siyasi partileri ve toplumsal kesimleri de ilgilendirmektedir. İtirazlarımızı yüksek sesle çıkartalım.

Son sözüm size Sayın Rektör; kendi geleceğinizi kurtarabilirsiniz ama bilmelisiniz ki bu ülkenin geleceği kararacak.