"Orman ve Su Hayattır"

"Orman ve Su Hayattır"
TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü hakkında açıklamalarda bulundu.

TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü hakkında açıklamalarda bulundu.

TEMA Vakfı, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü'nü "iklim-toprak-su" ilişkisine ve ormanların yaşamsal önemine dikkat çekerek kutluyor. Bu kapsamda TEMA Vakfı Edirne İl Temsilciliği, okullarda fidan dikimi ve tohum ekimi etkinlikleri düzenledi. Yüksel Yeşil İlkokulu, 75. Yıl İlkokulu ve Plevne İlkokulunda düzenlenen bu etkinliklerin yanı sıra TEMA gönüllüleri ve Edirne yönetim kurulu üyeleri Su Zinciri Farkındalık Yürüyüşü yaparak su ve orman ekosistemlerinin önemine dikkat çekti.

Ormanların canlı yaşamına önemli katkılar sunduğunu ifade eden TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, erişilebilir tatlı suların sağlanmasında ormanların büyük rol üstlendiğini söyledi. Ormanların hiçbir karşılık beklemeden canlılara hizmet sunduğuna ve ekolojik işlevleriyle birlikte dünya nüfusunun beşte birine geçim olanağı sunduğuna değinen Çoğal; iklim değişikliği, yangın gibi etkenlerin ormanları olumsuz etkilediğini söyledi.

İklim değişikliğinin tüm dünyayı ve Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir konu olduğuna vurgu yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, 2016 yılında Türkiye'deki su sorunlarını tespit edebilmek için vatandaş bilimi yöntemi ve TEMA gönüllülerinin destekleriyle Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası'nı hayata geçirdiklerini söyledi. TEMA gönüllülerinin 50 ilde tehdit altında buluna 100 adet su varlığı tespit ettiğini belirten Ataç, henüz bu çalışmayla belgelenmeyen ve tehditlerle karşı karşıya olan birçok su varlığı olduğuna değindi. Tehdit altında olan su varlıklarının tespit edilmesi ve Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası'nın güncellenmesi için herkesi TEMA gönüllüsü olmaya davet eden Ataç, katkı sağlayan tüm temsilcilere ve gönüllülere teşekkür etti.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER RAPORUNA GÖRE

Birleşmiş Milletler'in hazırladığı rapora göre 2,1 milyar insan güvenli bir şekilde yönetilen içme suyu hizmetlerine erişemiyor. 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 2 milyar artmasıyla birlikte su talebinin bugüne göre %30 oranında artacağı tahmin ediliyor. Dünyada su tüketiminin %70'i sulama amaçlı olarak tarımda kullanılıyor. Suyun geri kalan %20'lik kısmı sanayi, enerji ve üretim için kullanılırken kalan %10'luk kısım ise evsel kullanıma giriyor. İçme suyu için kullanılan oran ise %1'den daha az.

"TÜRKİYE SU STRESİ YAŞAYAN ÜLKELER ARASINDA"

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 2009'da yayınladığı Türkiye Su Raporu'na göre Türkiye'nin su stresi yaşayan ülkeler arasında yer aldığını belirten Çoğal: "Rapora göre Türkiye'de kişi başına 1400 metreküp su varlığı düşüyor. İklim değişikliğinin etkisiyle ülkemize düşen yağışın %40'a varan oranlarda azalacağı öngörülüyor. Türkiye, gelecekte su kıtlığı çeken bir ülke olabilir. Kurak günlerin sigortası olan yer altı suları aşırı kullanımla birlikte azalıyor. Bu bakımdan suyun korunması gereken bir varlık olarak değerlendirilmesi gerekli. Bu kapsamda bir su kanununu yasalaşması gerekiyor. TEMA Vakfı 2010-2011 yıllarında su kanunu tasarısı için bir öneri hazırladı ve 2012 yılında karar vericiler ve kamuoyuyla paylaştı. Tasarı önerisi ile karar vericileri ekosistemlerin su hakkını ve toplumun kaliteli ve yeterli suya erişim hakkını temel alan önerilerimizi dikkate almaya davet ediyoruz." dedi. Edirne Jet Haber