HALA İŞİ KAVRAYAMAMIŞ OLANLAR VAR

HALA İŞİ KAVRAYAMAMIŞ OLANLAR VAR
Ulaş DEMİRAY'ın köşe yazısı

ENEZ MEKTUBU

Ulaş DEMİRAY / ulasdemiray@gmail.com

Artık partilerin iktidarı diye bir olay yok.  Örneğin TEK BAŞINA Ümit BOYNER çıksa 100 bin imza toplasa -ki toplar- hiçbir partiye ihtiyacı olmadan seçilebilir ve bu ülkeyi yine hiçbir partiye bağlı olmadan 5 yıl keyfince yönetebilir. O nedenle CHP kimi aday gösterecek, gösterdi mi, seçilir mi seçilmez mi?.. Bunlar sadece geyik muhabbetini sevenler için konu olabilir.

Kaldı ki kim aday olursa olsun CHP adayının birinci turda seçilme şansı yok. Önemli olan ( bu dönemde ilk öncelik ) RTE & Bahçeli’nin oyununu bozmak.. CHP olmasa da Akşener de olur, hatta Saadet Partisi'nin adayı da olur. Daha fazlası için hayal kurmayın.. CHP'den veya diğerlerinden mucize beklemeyin..

***

Diyelim ki CHP de beğendiğiniz kişi aday yapılmadı.. AKP adayına mı oy vereceksiniz? "CHP'ye ya da İYİ Parti'ye kızdım AKP'ye oy vereceğim" mi diyeceksiniz? Bu iş bu kadar basit mi?

Herkes sandık başına giderse Demokrasi ittifakı kazanacaktır. Yeter ki hiç kimse tatil keyfini bozmamak için CHP'yi, ya da ufak tefek şeyleri bahane ederek sandıktan kaçmaya çalışmasın..

***

"İyi ama o zaman Milletvekili seçimlerinin önemi nedir?" diye sorulabilir. Diyelim ki RTE her şeye rağmen kendi şahsi oylarının fazlalığı ile kıl payı seçildi.. Eğer TBMM'de bugünkü gibi bir AKP salt çoğunluğu yoksa -ki olmayacak- yeniden OHAL yasasını keyfi olarak uzatabilir mi? Uzatamaz.. Çünkü görünen o ki RTE başkan seçilse bile TBMM aritmetiği kesinlikle farklı olacaktır.

Elbette bunun da en önemli koşulu, her hangi bir parti ile ittifak yapma şansı olmazsa HDP'nin %10 barajını kendi başına aşabilmesi ya da bir ittifak içinde seçime girebilmesidir. Çünkü yapılacak ittifaklarla  %10 barajı resmen değilse de fiilen kalkmış olacağından AKP'nin tek başına iktidar olma şansı (Hele MHP ile beraber olup birlikte göründükçe) mümkün değildir.. Bir süre önce bir yazımda "AKP kendi ayağına kurşun sıktı" derken anlatmak istediğim buydu..

Bu durumda: Evet.. Yeni TBMM; yürütmenin, yani C.Başkanın işlerine karışamayacak ama kanunlarda istediği her değişikliği yapabilecektir. Yeni TBMM, Anayasayı değiştirme gücünü yakalayamasa da Örneğin, OHAL’i kaldırabilecektir, YÖK yasasını değiştirebilecektir, HSYK ile ilgili düzenlemeler yapabilecektir. Hükümetin Yurt dışına asker gönderme yetkisini kısıtlayabilecek hatta kaldırabilecektir. Bir AF yasası çıkarabilecektir. En önemlisi UYUM YASALARI artık yeni TBMM nin görevidir. vs.. Yani ipin ucu ittifakın elinde olacaktır.

***

Sonuç olarak 24 haziranda RTE’nin seçilmesi bence mümkün değildir. Kaldı ki seçilse bile bugünkü kadar güçlü olamayacaktır.. Çünkü TBMM artık onun at oynatabileceği bir meydan olmaktan çıkacaktır. Çıkarılmalıdır.. Bunun tek koşulu da HDP nin barajı aşabilmesi veya ona da bu ittifak içinde bir yer bulunmasıdır. Bir daha yineliyorum. Bunun tek koşulu HDP'nin barajı aşması ya da ona da bu ittifak içinde bir yer bulunmasıdır..

Ve gün gelecek AKP "Bahçeli’yi kurtarayım" derken neleri kaybettiğinin farkına varacaktır.

24 Haziran’da sonuç ne olursa olsun, 25 Haziran bir kabusun bittiği, demokrasinin İLK ışıklarının göründüğü bir gün olacaktır. Yeter ki "Temel Karamollaoğlu şöyleydi, HDP böyleydi, CHP adayı filanca olmalıydı" gibi saplantılar ve gevezeliklerle RTE ‘nin ekmeğine yağ sürmeyelim..

Enseyi karartmayalım..