KONU 2019'DA KİMİN BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞI DEĞİL

KONU 2019'DA KİMİN BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞI DEĞİL
Ulaş DEMİRAY'ın köşe yazısı

Ulaş DEMİRAY / ulasdemiray@gmail.com

06.Ocak Cumartesi  günü yıllardan sonra ilk kez bir CHP İl Kongresi’ni izledim. Ama buraya yazacaklarım Edirne’ye özel gözlemlerim değil.. Bu yazıdaki vurgulara, her partilinin, ya da benim gibi partili olmasa da sosyal demokrasi adına CHP ye SON UMUT diye bakanların yıllardır dile getirdikleri olumsuzlukları bir kez daha EDİRNE’de yaşamanın son tahlili, son örneği  denebilir.

***

Kendi içinde adaleti, demokrasiyi kuramamış ve işletememiş bir partinin UMUT olamayacağı gerçeğini hepimiz görüyoruz ama parti içinde hiç birimiz YÜKSEK SESLE dillendiremiyoruz.. CHP tüzüğü demokrasi diye diye ne yazık ki kavgayı yaratan, körükleyen, ayrıştıran, hizipçiliği teşvik eden bir tüzük.. Bu demokrasi falan değil, Parti içi Demokrasinin “olmazsa olmazı” bu yöntem değil.  Barıştıran, birleştiren, seçimde  liyakate, deneyime, eğitime önem veren bir tüzük mümkün.. Bunu bizler SHP çatısı altında  1992 de tüzükte yaptığımız değişikliklerle önemli ölçüde başardık, denedik, olabileceğini anladık. Ne var ki CHP –SHP birleşmesi CHP tüzel kişiliğinde olunca 30 yıl geriye döndük..  BAYKAL’ın tartışılmaz liderliği ve yönetimiyle zamanla bunu bile, daha akıl almaz boyutlarda geriletip DEMOKRASİ diyerek yutmak ve hazmetmek zorunda kaldık.

***

Edirne’de Toplantı Salonu’na çok  kısa bir süre girdim.. Ayakta dahi hatipleri görecek bir yer bulup izleyemediğim için daha çok katılanlara sorduğum sorularla kongreyi değerlendirmeye çalıştım. “Kim kime ne söyledi, kim bunlara ne yanıt verdi“ bu yazının konusu değil. Asıl ilgimi çeken kongrede nelerin gündeme gelmediği ve nelerin konuşulmadığı idi... Örneğin Kılıçdaroğlu’nun yakın zamanda bir Tüzük Kurultayı da yapılacağını ilan etmesi konusunda sanıyorum bunun önemini, gerekliliğini  ya da gereksizliğini vurgulayan olmamış. Ya da artık AİHM’in de onay verdiği BAŞKANLIK SİSTEMİ ile ilgili neler yapılması, nasıl bir strateji belirlenmesi ile ilgili hiç bir konuşmacının hiç bir öneri, yada bir kaygıyı dile getirmediği bir zaman israfı yaşanmış. Konuşulmuşsa da beni bilgilendiren dostlarım da duymamış.. Konuşmalar biraz RTE’ye, biraz AKP ‘ye çatıp, hapisteki yazarlara selam yollayıp, kendi kişisel beklentilerimize dönük “Sen onu dedin, ben bunu dedim” türünde sürmüş .. Sonuçta  hiç bir umut aşılamayan, hiç bir yön göstermeyen laflardan oluşan, sonucu zaten 1 ay önceden belli bir kongre yaşanmış. Bu toplantı örneği yalnız CHP’nin mi?  Yalnız Edirne’de mi..? Elbette HAYIR.. İstisnasız tüm illerde, tüm partilerin kongreleri aynı örnek..

***

Elbette CHP de, diğer partilerle aynı teraziye girmemeli..  Elbette diğerlerinden daha farklı bir dünya görüşü iddiasında olanların kongreleri de, demokrasi anlayışları da farklı olmalı..  O nedenle  ben 1983 deki SODEP kuruluşunda Edirne’de görev yapan, Edirne’den, Aydın’dan  ve sonraki SHP ve SODEP’den de İZMİR’den Kurultay delegesi olarak Kurultaylar’da Tüzük Komisyonlarını mutlaka takip ederek , hatta katkı vererek vardığım bir sonucu ve önerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü bu günün en önemli gündem maddesi 2019 seçimlerinde kimin Belediye Başkanı, kimin Milletvekili , kimin kimle yola çıkarsa belediye Meclis üyesi olabilmesi değildir.. Bence TEK ve EN ÖNEMLİ gündem maddesi Başkanlık sistemine uyan, gerçek bir  parti içi demokrasiyi de oluşturacak TÜZÜK DEĞİŞİKLİKLERİ ni parti içinde, sık sık yapılacak toplantılarda  tartışmak ve bu önerileri TÜZÜK KURULTAY’na taşımaktır..

Kendi deneyimlerimin özeti olarak , bildiğim, araştırdığım, uygulanan , ya da uygulanamayan  süreç içinde gözlemlediğim  görüşlerimi sizlerle paylaşmayı sürdüreceğim. Bunu “CHP den başka UMUT olmadığını” gören her partili, her konunun uzmanı, her deneyim sahibi mutlaka yapmalıdır.