ENEZ MEKTUBU / Ulaş DEMİRAY

Pandemi umarım ve dilerim çok uzun sürmez. Çünkü alışılmış yaşam biçimimizi çok etkiliyor. Hatta etkilemek şöyle dursun neredeyse ters yüz ediyor. Bazı tahminlere göre 2 yıl sürebileceği öngörülen bu salgın ne yazık ki son da değil. Bu durumda bazılarının hala aklı ermese de, sosyal yaşam kavramı hep birlikte “Loyloy!” eşliğinde halay çekmek, horon tepmek çizgisinden farklı bir noktaya doğru evriliyor. İnsanlar daha mesafeli, daha yalnız bir yaşam biçimine ayak uydurmaya çalışıyor. Düğünler, kınalar yarattığı riskler göz önüne alınarak şimdilik yasaklarla disiplin altına alınmaya çalışılsa da zaman içinde yasaklara dahi gerek kalmadan, katılanlar da seyrelmeye başlayınca belki de kendiliğinden gelenek olmaktan çıkacak.

***

Bu böyle sürerse siyasetin kuralları da değişecek. Öyle meydanları dolduran onbinlerle bir araya gelmek neredeyse hayal olacak. Saray’da yapılan MUHTARLAR toplantısı gibi gösterişli toplantılar rağbet görmeyecek. Kurultaylar, STK toplantıları bile daha az yoğun katılımlarla gerçekleşecek. Hatta belki de zamanla TELEKONFERANS usulleri ile yapmaktan başka çare kalmayacak. Siyasi partiler sanal örgütlenmeler konusunda çok farklı yöntemler bulacak. Bürokrasi ve hatta adalet sistemi, mahkemeler bile yüzyüze olmaktan uzak sistemlerle hizmet verecek.

***

Sinema sektörü yeni baştan bir sistem yaratacak. “Gişe hasılatları” hesabı öngörülerek yapılacak sinema filmi yapılmayacak. Çünkü sinemalar artık tarihsel sürecini tamamlayıp kapanacak, dolayısıyle gişeler olmayacak. NETFLIX gibi evde izlenebilecek filmler, diziler ağırlıklı olacak. Böylece sosyal yaşam evlere taşınacak. Evlerde kumar da kitap okuma da artacak. Ailecek sinema saatleri düzenlenecek. Eğitim online olarak ağırlık kazanacak. Yerel ağırlıklı eğitim sistemleri oluşturulacak. Öğretmenlerin okulda öğrenci beklemesi yerine öğrenciler evde öğretmen bekleyecek.

***

Turizm yine sürse de tercihler değişecek. Örneğin apart otel hizmeti veren tesisler iyi para kazanacak. Villalarını kiraya verenler de bu işten karlı çıkacak. Turlar daha çok, küçük gruplar halinde sürecek ve elbette biraz daha pahallanacak. Lokantalar çok fazla etkilenmeyecek. Toplu taşıma araçlarından uzak durmak isteyenler sıfır ya da ikinci el otomobil alımına yönelecek. Böylece büyük şehirlerin trafiği içinden çıkılmaz hale gelecek. Büyük şehirlerden kaçışlar hızlanacak. Özellikle sahil kentlerinin nüfusu artacak. Sahil kentlerinde ikinci konutu olup büyük şehirlerde yaşamak zorunda olmayanlar için sahillerde yeni bir yaşam süreci başlayacak. Enez sahilinde olduğu gibi soba ve klima satışları artacak.

***

Mutfaklarda çalışma süreleri ve çeşitliliklerle beraber her birimizin kilolarında da önemli artışlar olacak. Alış-verişler internet üzerine yoğunlaşacak ve KARGO şirketleri inanılmaz paralar kazanacak. Köylere dönüş artacak. Herkes kendi yetiştirdiği ürünleri tüketme gayretine girecek. Doğaya sevgi ve korumacılık artacak. Takım oyunları yerine bireysel sporlara ilgi yoğunlaşacak. Stadyumlardan belki de yıllarca taraftar sesi gelmeyecek.

***

Evet... Böyle sürerse dünya takkeyi önüne koyup tekrar düşünecek... YERLİ ve MİLLİ safsatalarının yerine uluslararası kardeşlik ve karşılıklı bağımlılığa dayanan ekonomik birliktelikler oluşturulacak. Başta sağlık olmak üzere tüm dünyada ortak bir çalışma ve önlemler yaşama geçecek. Afrika’da bir yerli koronavirüsten öldüğünde bütün dünya ayağa kalkacak. Aşılar birlikte test edilip hep birlikte paylaşılacak. En önemlisi de 1 gram COVID-19 virüsünün biyolojik bir silah olarak kullanıldığında kaç megaton atom bombasının vereceği hasara neden olabileceği iyi hesap edilecek.